29 Temmuz 2012 Pazar

Bir Cuma sabahı - One Friday morning

Tekneye giderken bir başka alışkanlığımız var. Bir arkadaşımız kek, kurabiye yapar yol için ve onu derin bir plastik kutuya koyar. Bu hepimiz için önem taşır, çünkü bu kutu teknede yıkanır ve hepimizin ortak cep telefonu, küçük ıvır zıvır kutusu olur ve dümenin tam yanında durur 7 gün 24 saat. O kutunun içinden arada telefon sesi yükselir ama o telefonun sahibi duymazsa kimse de ilgilenmez. Zordur da çalan telefonu bulmak o karmaşanın içinde. Tekne tatilimiz sırasında Cuma sabahı uyandım, denizde duşumu aldım, kahvaltı sofrası hazır... tam ilerliyorum, oturacağım, telefonum çalmaya başladı...kutuya yöneldim yüreğim sıkışarak... hayırdır, sabahın köründe kim arar beni?...annem.... meğer üniversite sınav sonuçları açıklanmış. Ben Pazartesi, Salı gayet bilinçli bir şekilde bekledim açıklanmasını, ama açıklanmayınca haftaya kaldı bu açıklama diyerek zihnimden atmıştım.  Tabii benim çığlığımla eşim internette siteye ulaşmaya çalıştı, ben Sarp'ı uyandırmak ve haberi vermek için teknenin ön tarafına koştum, bir baktım uyanmış, elinde cep telefonu boş, boş bakıyor... meğer benzer zamanda ona aldığı puanla ilgili haber iletilmiş, ama çok mutsuz, yüzünden düşen bin parça.. Ne puanını sormak ne de sıralamasını sormak gelmedi bile aklıma, ya da sorduysam bile anlamadım, dinlemedim cevabı, zihnim durdu... ilk şok anı ve oğlum mutsuz,  o mutsuzsa bende mutsuzum elbette... Emati iyi bir şey ama ben de çok abarttım sanırım...
When going to the boat we have another pattern. One friend bakes a cake or cookie and puts it inside a deep plastic box. This is important for all of us as it gets cleaned on the boat and becomes our mutual  mobile phone rest and takes its place just by the rudder 7/24. Sometimes a phone ring is heard from the box but nobody except the phone owner pays any attention to this sound. It's also very hard to find the ringing phone inside this tangle of phones... On Friday morning I woke up and took my shower in the sea, the breakfast was ready on the table, my phone started to ring... I moved towards the box dreaded... Who would call me for good this early in the mornng? My mum... Apperently the university exam results were published. I'de waited for them to be published on Monday and Tuesday but as it wasn' announced I'de decided that the announcement would be made the next week so it was out of my mind.  Of course with my scream my husband directly started searching this info on the internet and I ran to the front part of the boat to wake up Sarp and tell him this. He was awake, with his phone in his hand he was looking with empty eyes, very unhappy... It didn't even cross my mind to ask his score or anything and even if I did ask I didn't listen or understand the answer, my mind was blank... It was the moment of shock and my son was unhappy so I was unhappy of course... Empathy is good but I guess I exaggerated it.
İstanbul da girmek istediği üniversiteye puanı yetmemiş... Tekne de bir matem havası başladı, kimse soramıyor bile ne oldu diye, biz de bilmiyoruz ki, tek bir gerçek var ortada... "mutsuzuz"... Sonra bir arkadaşımız çığlık attı "yeter be, çocuk şahane puan almış,neymiş istediği okula giremiyormuş, başkasına girer, nedir bu matem havası?" Ben o an o cümleyi bile algılayamadım ama ufaktan bu yas duygusu dağıldı. Bir arkadaşımız hemen girebileceği tüm olası okul ve bölümlerin listesini araştırarak Sarp'a gösterdi... Baktık ki bir dünya seçeneği var. Sarp'ın yüzü sonunda aydınlanmaya başladı
 His exam score was not good enough for his desired university. It was a moment of grief on the boat, nobody could even ask anything, we didn't know the answers anyway... there was only one reality, we were "unhappy". Then one of our friend stated screeming "It's enough, the kid's score is great, what if he can't go to this university?, He can go to another one, why do we have so much gief in the air?". At that moment I couldn't even understand what she was saying but  slowly the feeling of grief started to clear and one of our friends inquired and prepared a list of universities and departments that he would be able to enter with his score. Then we realised that he had loads of other options. The his face started lighting up.
Ankara ya dönünce hep beraber olası üniversiteler ile ilgili bilgi toplama işimiz başladı... Devlet... Özel, tam burslu, yarım burslu vs. Ankara da okumak istese iyi kötü biliriz ama İstanbul diyince hiç fikrimiz yok. Uçan kuşa sordum, herkesin görüşü farklı. En sonunda İstanbula gidip hepsini gezmek ve bunun neticesinde bir kanaat oluşturmak konusunda karar kıldık. Aslında bu hafta orada olacaktık ama Pazartesi ye erteledik gelişimizi, bakalım hangisinde karar kılacağız?
When we returned back to Ankara we started investigating the universities that seemed possible, state, private, full grant, half grant etc. If he'de wanted to study in Ankara we would have an idea about the universities but for İstanbul we don't have a clue. We asked this to everybody that came to our minds but they all have different opinions so we decided to go to İstanbul and see them all and then decide. We were supposed to be there this week but we delayed it to Monday. I don't know what we will decide on in the end... 


Bahsettiğim televizyon çekimi için bir telefon kılıfının yapılışını gösterdim demiştim ya, işte bu....
I'de mentioned that I showed how to make a phone case for that TV program, well here it is....
Hızımı almışken değişik renklerini de yaptım...
Once I'de started I made different versions of it also...








8 yorum:

  1. Sarp'a başarılar diliyorum her şey istediği gibi olsun.Telefon kılıflarını çok beğendim özellikle
    yelkenli olan çok güzel olmuş,ellerine sağlık.Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehtapcım, güzel dileklerin için çok teşekkürler... Sevgiler

      Sil
  2. Ellerine sağlık! Çok güzeller. Ben de özellikle yelkenliye bayıldım. Hatta yakınlarda alacağım yeni telefonum için hazır bi kılıf satın almak yerne böyle bir kılıf mı yapsam diye düşünmeye bile başladım.
    Üniversite tercihi aşamasında okullara gidip bilgi almakla çok iyi bir şey yaparsınız. Kampüsün ortamından bile birçok şey anlaşılabiliyor aslında. İnşallah sonuç da Sarp'ın istediği gibi olur!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sedacım bence kesin sen yap... bitiremedim henüz ama onların yapılışı ile ilgili bir eğitselim yolda, az bekle...
      Şimdilik İstanbula gidip kampüse bakmaktan vaz geçtik gibi, çünkü topu topu tek bir bölüm ve 2 üniversiteye indirgedik olayı, seçeneklerimiz azaldı, gidince bunu beğenmedik deme şansımız kalmadı ama belli de olmaz hergün karar değiştiriyoruz... Sevgiler

      Sil
  3. Hadi hayırlısı diyelim. İnşallah Sarp'ın istediği gibi olur, sevdiği bir bölümde okur.
    Hayırlı haberleriniz gelecek biliyorum ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne zormuş bu işler, biz de hayırlısı diyoruz... Sevgiler...

      Sil
  4. İnşallah Sarp istediği bir bölümü ve çok severek okuyacağı bir okula yerleşir
    cep telefonu kılıfları çok güzel olmuş ellerine sağlık
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatoşcum, hayırlısı diyoruz artık... sevgiler....

      Sil