23 Şubat 2013 Cumartesi

Nasıl da tatlıyım - How cute am I

Sevgili blog arkadaşım Fatoş kendi blogunda bir çekiliş düzenlemiş, bende bu çekilişe katılmıştım bir yorum bırakarak. Aslında çekilişlerle pek aram yoktur, nasılsa bana çıkmaz diye düşündüğümden katılmam da. Fakat bu meleği görünce çok beğenip katılayım bari diye düşünmüştüm, katıldım ama aynı anda da unuttum (bana çıkmaz ya) Epeydir de kendi bloguma girmediğim için diğer takip ettiğim bloglarda ne var ne yok haberdar da değildim. Fatoş ta ne yapsın facebook tan benim sayfamı bulmuş, mesaj atmış... o kadar şaşırdım ki haberi alınca... Bu arada posta dağıtım grevdeymiş gelmez 1 haftadan önce dediler ama evvelki gün tam evden çıkmaz üzereyken geldi bebeğim... Nasıl güzel, nasıl şirin bir şey bu anlatamam... Günlerdir elimde bebek ona bir yer bulmaya çalıştım durdum. Hemde resmini çekmek istiyordum ama hava pek karanlık şu sıralar. En sonunda bugün mine kursumdan çıkı eve geldiğimde resim çekmeye müsait bir aydınlık beklemekten vazgeçtim ve bebeğin hem dışarıda hemde içeride bir kaç resmini çektim. Şu bebeğin güzelliğine bir bakın hele...

My dear blog friend Fatoş had organized a draw in her blog and I'de entered this draw with a comment. Actually I'm not in good terms with draws, I don't enter them as I tend to think that I'll not be the one to win. But when I saw this angel, I loved it and thought that I'de have a go so I entered it and at the same time I forgot it (as I'm not the one to win...) For some time I hadn't entered my blog and so I was not aware of what was going on in the other blogs that I follow. So Fatoş had to find my facebook page and send me a message informing me... I was so surprised when I heard this... Last week I was told that  the post office distrubuters were on strike so I wouldn't be able to recieve it before a week but the day before just as I was leaving the house my doll came... It's so beautiful, so cute... For days now I tried to find a place for it. At the same time I wanted to picture it but the weather is very gloomy these days. In the end today after returning back from my enamaling course I discarded waiting for a bright and sunny weather and took pictures of my doll both inside and outside the house. Oh, can you see the beauty of it....








Sevgili Fatoş, bana hem çok güzel hemde benim için çok anlamlı bir armağan verdin. Doğanın kanunudur verdiğin,paylaştığın her şeyin sana da bir dönüşünün olması. Ben bu meleğin bana olduğu kadar sana da uğur getireceğine, hayatı daha da keyifli ve umutlu kılacağına inanıyorum. Sana da emeğini, güzelliğini paylaştığın için çok teşekkür ediyorum.

Dear Fatoş, you have given me a beautiful and a meaningful present. It's the law of nature that whatever you give or share will return back to you in some way. I believe that this angel  will bring luck, happiness and beauty to life, mine and yours. And I thank you a lot for sharing your effort and beauty...

21 Şubat 2013 Perşembe

Fatoş'tan aldım Seda'ya verdim- Took from Fatoş and handed it to Seda

Sevgili Fatoş'un(http://hayalmekan-turkuazft.blogspot.com) bloguna girdim bu gece. Amaç, ne var ne yok diye bir bakmak. En son kaydı bir "mim". Keyifle okurken aaa bir baktım sonunda beni mimlemiş... Tamamen tesadüf yani anlayacağınız... Hoş Fatoşcuğum beni dürterdi eğer görmeseydim. En son Fatoş'un çekilişinde ki şahane bebeği  ben kazanmışım, haberim yok, sağ olsun Facebook tan beni bulup haber verdi. Şu sıralar o kadar az ilgileniyorum ki blogumla... Bir sonraki post'umun Fatoş'un çekilişinden kazandığım bebek olmasına karar vermiştim ama bebek henüz elime geçmedi. Sanırım posta dağıtıcıları grevdeymiş, 1 haftaya ancak geçer elinize dedi PTT deki çalışan arkadaş. Neye niyet, neye kısmet... ama sonuçta niyette, kısmette Fatoş'ta buluştu...


Tonight I entered my dear friend Fatoş's blog http://hayalmekan-turkuazft.blogspot.com). My aim was to have a look around. Her last post was about a "mim". I read it with pleasure and in the end I realised she had given me the "mim". As you can understand it's a coincidence... But still I know Fatoş would have poked me if I hadn't seen it. Lately I found out that I won the prize in her blogs draw and I had no idea of this. She found me on Facebook to inform me of that. These days I'm not putting much effort on my blog... I had decided that my next post would be about the Tilda doll that I had won from her draw but I haven't recieved the doll yet. I've learned that the distrubuters of the post office are on strike and an employer of the post office said that it will take at least a week for me to recieve it. I intended for something and was destined for another (turkish saying) but it turned out that the intention and destination met at Fatoş. 

Gelelim sorularıma...
1. Kedi olsaydınız hangi cins kedi olmak isterdiniz ve tercihiniz neden o cins olurdu ?
Çok kedilerden anlamam ama sokak kedisi, ben en çok onları seviyorum...
2.Enstrüman olsaydınız hangisi olurdunuz?
Nefesli bir çalgı olurdum, mesela saksafon, sesi benim içimi titretiyor...
3.Hangi yazarın yazım tarzını kendinize yakın buluyorsunuz ?
O kadar çok var ki, bilemedim şimdi...
4.Ruhunuzu yansıtan şehri paylaşır mısınız ?
Burcumdanmıdır (ikizler) bilmem ama bu da ruh halime göre değişir, bazen cıngıl-cıngıl bir İstanbul yada Amsterdam yada Londra yada Paris, bazen ise Ege de sessiz sakin bir sahil kenarı. Ama mutlaka bir suyun kenarında...
5.en sevdiğiniz sanat dalı hangisi?
böyle bir ayrımım yada algım yok, her şeyi çok sevebilirim yada sevmeyebilirim, ne olduğuna bağlı...

Bende sevgili Seda'yı mimliyorum...


The questions are...
1. If you were a cat what kind of cat would you be and why?
I don't have much knowledge of cats but it can be a stray cat, I like them most...
2.What instrument would you be?
I would be one of the wind instruments, like a saxaphone, İts sound vibrates inside of me...
3.Whitch author's writing style do find close to yourself?
There's so many of them, I couldn't decide now...
4.Will you share the city that most reflects your soul ?
Maybe it's because of my astrology sign (gemini) it depends on my mood, sometimes a very active İstanbul or Amsterdam or London or Paris but sometimes a quiet coastal town in the Aegean region. But always by some water...
5.What's your favourite art?
I don't have any distinction or perception, I can love all of them or not, it depends on what it is...

And I'm giving this "mim" to  Seda...

3 Şubat 2013 Pazar

Kalpli bardak altlığı - Coasters with hearts

Dün annemle babamı yolcu etmek için havaalanına götürdük eşimle beraber. Havaalanı dönüşünde gelen bir telefonla eşim Kızılay da yapması gereken bir işi olduğunu hatırladı, ben de günlerdir Kızılay'a gidip bir takım malzemeler almak istiyordum. Hemen bir plan yaptık ve gittik, herkes işini bitirecek ve yıllardır gitmediğimiz Net piknik te buluşup bir şeyler yiyecektik. Çok keyifli geldi orada olmak, hatta gece oradan ayrıldığımızda Kızılay'daki canlılık, renklilik de çok güzeldi. Sokağın ortasında halay çeken kalabalık bir grup genci keyifle izledik. Eskiden, şehirde otururken giderdik Kızılaya, net-pikniği pek severdik ama yaşamımızı şehir dışına taşıdığımızdan beri yapmamıştık bunu. Güzel geldi...

Yesterday we took my mum and dad to the airport with my husband. On the way back the ringing phone reminded my husband that he had something to be done in Kızılay and I had been wanting to go there for days to buy some stuff. We made an immediate plan to go there, everybody would finish his or her task and we would meet in Net piknik to eat something. I was happy to be there and  after we left the place the liveliness and the colorfullness of Kızılay was beautifull also. We watched a group of young people with pleasure doing an Anatolian folk dance in the middle of the street.  In the past when we were living in the city we loved going to Net piknik but we didn't go there after we moved outside the city. 

Bugün paylaşacağım bardak altlıklarını geçen hafta yapmıştım, bakalım beğenecekmisiniz...

The coasters that I will be sharing today was made last week....







Ve bugün erkek kardeşim arayarak çocukların sırt çantalarını çok beğendiklerini ve dışarı çıkarken hemen sırtlarına taktıklarını söyledi ve görenler de çok beğenmiş çantaları...

And today my brother called to say that the kids loved the back packs that I'de made for them. They immediately put them on while going out and plus many people who saw them complimented the bags...




1 Şubat 2013 Cuma

Bilgisayar çantası - Laptop bag

Evlere olan takıntım hala devam ediyor. Bu sefer de bir laptop çantası olarak ortaya çıktı. Bu çantayı yaparken yine çok sevdiğim bu gri keçeyi kullandım. Bu kez evimin yanında bir ağaçta olsun istedim... Aynen bir çocuk resmine benzedi bence.  Bu arada geçmişten bu güne ev takıntım nelere dönüşmüş bakmak isterseniz linklerini aşağıda yazdım.

My obsession on houses is still continiuing. This time a laptop bag emerged from it. In making this bag I used my very much loved grey felt. This time I wanted to put a tree beside my house. It turned out to look just like a kids drawing I think. By the way if you want to have a look at what my house obsession has come out as in the past I've listed all the links below.