Dikiş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dikiş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Şubat 2015 Çarşamba

Rüzgar önleyici - Draft stopper

İki gündür kar bitmek bilmedi. Bende evden dışarı çıkmayarak aklımda ki projelerimi yapıyorum ufaktan... Tabii araya kar temizleme seansları serpiştirmem de gerekiyor. Bugün tam iki saat harcayarak her yeri temizledim ve bitkin vaziyette eve girip kendime bir kahve yapıp içtim, sonra bir baktım ki kar yeniden başlamış ve benim temizlik boşa gitmiş... öylece bıraktım artık...
Bu soğuklarda, hele ki hava rüzgarlıysa salondaki ahşap balkon kapısının altından sıkı rüzgar esiyor. Bende bu rüzgarı kesmek için kapının önüne bir rüzgar önleyici diktim, evde vardı içini de strafor boncuklarla doldurdum... Bakalım beğenecekmisiniz?

Snow hasn't stopped for two days so I'm home doing things I had in mind... Of course I have to scatter snow cleaning sessions in between. Today I spent two hours cleaning the snow around the house and went inside very tired to have a cup of coffee and after this realized that it had started snowing again and all my cleaning had gone down the vain... I left it that way...
In this cold weather especially if it's windy outside there is a lot of draft comming through our balcony door in the sitting room. I sewed a draft stopper to prevent this draft. I had some polystyrene beads in hand so I filled it up with them... What do you think?







Burası dağın tepesinde bir kayak merkezi değil, bizim bahçe...

This is not a ski resort on top of a mountain, it's our garden... 






6 Şubat 2015 Cuma

Kanepe yenileme - Sofa renewal

Bu sene oğlum artık yurtta kalmak istemeyip eve çıkmak istediğine bizi ikna edince evdeki bazı mobilyaları ve eşyaları onun yeni evine gönderdim. Hal böyle olunca bodrum katta iki koltuk haricinde oturacak yer kalmadı. Niyetim bir L kanepe almak idi aslında. 
Yıllar önce  eve misafir geldiğinde yatak olarak kullanabileceğimiz (ki o dönem ailem yurt dışında yaşadığı için senede bir gelirlerdi) rahat bir kanepeye ihtiyaç duyduk. Her ne kadar beğenmesek de bütçemize uygun olduğu ve yatak olarak rahat olduğu gerekçesiyle bu kanepeyi almıştık. Yıllar geçti ve artık evde düzgün bir misafir odası olmasına rağmen ben bu kanepeyi bir türlü atamadım. Oğlum büyümüş ve arkadaşlarını yatıya eve getirmeye başlamıştı. Dolayısıyla çok nadir de olsa işime yarayan bu kanepe yıllarca evde gözümü tırmalaya tırmalaya kaldı. 
Günün birinde döşemelik bir parça kumaşı çok uygun fiyata bulunca bu kanepeyi kurtarabilirmiyim  acaba diye düşündüm ve aldım. Kaplayınca ve üzerine renkli yastıklar da dikince hiç fena olmadı. Bu kanepeyi alırken birkaç sene kullanır ve paramız olduğunda atar yenisini alırız demiştik ama kadere bak ki 20 yıldır bizimle...
Aslen niyetim sararmış çam rengi kolları da kumaş ve sünger ile kaplamak idi ama kumaşım yetmeyince kollar açıkta kaldı. Şimdilik üzerindeki yastıklar dikkatimi dağıttığı için bu kollar çok beni rahatsız etmiyor ama ettiği zaman belki onları da boyar yada başka bir çare düşünürüm.   
  
As this year my son convinced us that he needed to rent a flat instead of staying in the university dorm, I arranged some furniture and stuff from our house to his new flat. In the end I was left without much place to sit in the basement floor. My intention was to buy a corner sofa bed.  
Years ago we had a need for a comfortable sofa bed for staying over guests (at that time as my parents were living abroad they were comming over to stay once a year). Although we didn't like it, we'de bought this sofa bed as it was suitable for our budget and comfortable as a bed. Year passed and we arranged a proper guest room but still I couldn't get rid of it. My son had grown up and had started bringing his crowded friends home to stay. Hence this irritating sofa that we only used once in a while stayed in the house.
One day I found a cheap upholstering piece of fabric, bought it thinking if I would be able to save this sofa. It didn't turn out bad when I covered the sofa and sew some cushions for it. When we first bought this sofa we'de decided to use it for a few years and buy a nice one when we have extra money to do so but fate made it stay for 20 years...
Actually my intention was to cover the pine arms that turned yellowish in time with a batting and fabric but as as the fabric was scarce I couldn't do so. For now the cushions on it distract my attention from the arms so I'm not too much bothered with them but when they start bothering me I will think of something. 















1 Şubat 2015 Pazar

Dikiş kurs çantası

Bu kadar uzun bir yokluktan sonra nereden başlayayım bilemedim ki... Nereden başlayacağımı bilemediğim gibi nasıl bitireceğim de bir muamma...
Bu sene mozaik kursuna devam ediyorum ama bir arkadaşımın ısrarıyla dikiş kursuna da yazıldım. Dikiş ile ilgilenmeme rağmen giyecek bir şeyler dikmek bana çok ta anlamlı gelmiyordu nedense... Hala da çok hevesli olduğum söylenemez ama öyle bir ortam çıktı ki karşımıza kursta ki herkes çok  tatlı, dolayısıyla gittiğim bu kurs benim için pek keyifli oldu... Bir şeyler dikmedim değil tabii ki... İki pantolon - bir etek.... ama hiçbiri kullanımda değil çünkü her birine en fazla 10'ar dakika ayırıp bitirmem gerekiyor ama ben ısrarla bunu yapmıyorum... Fakat kursa başlamadan önce arkadaşıma da kendime de birer dikiş çantası diktim ki, bu kursla ilintili bitirdiğim tek şey bu çantalar oldu.

After being non existant for such a long time I couldn't figure out were to start from...  Besides not knowing were to start from, were I should end is also a mystery...
This year besides attending the mosaics class I also started a sewing class because of an insisting friend... Don't know why but although I'm interested in sewing, sewing clothes didn't attract me at all...  I still cannot say I'm keen on it but the people in the class are so sweet  that I enjoy being there.... It's not that I haven't sewn anything... Two trousers and a skirt... But none of them is usable as I insist on not spending the last 10 minutes each to finish them off... But before we started this class I made a sewing bag for my friend and myself and these are all that I've finished related to this course...









28 Şubat 2014 Cuma

Bu kadar da ihmalkar olunmaz ki !!!

Bir süredir burada yazamıyorum. Halbuki o kadar çok şey var ki yazacağım ama bir türlü buraya yazmayı ya vaktim yada enerjim kalmamış oluyor. Hayat çok dolu akıyor anlayacağınız. Bu süreçte çokça gezdim, çokça evimle uğraştım, çokça gelenim gidenim oldu, çokça yapılması gereken iş, problem çıktı... bütün bunlar benim mazeretlerim ama yapmam gereken şeyleri de çokça ihmal ettim. Gerçi bunun vicdan azabını, yapılmamış işlerin ağırlığını hep taşıdım beraberinde (hatta bu ağırlık sebebiyle bloguma bile girmedim aylarca) ama ne fayda, ihmalim yüzünden bir kişiyi üzdüm, incittim. Bunu bugün öğrendiğimde dışarıdaydım, eve geldim koşarak ve bu postu yazıyorum birazda aceleyle çünkü yine gitmem gereken, yetişmem gereken bir işim var.

Kasım-Aralık ayı civarında http://mugeninlistesi.blogspot.com.tr/ blogunun sahibi Müge hanım bir hediyeleşme etkinliği düzenlemişti ve bende bunun bir parçası olmuştum. Bu etkinlikte biz
http://masallarpembeolsun.blogspot.com.tr/ blogunun sahibi Burcu hanımla eşleşmiştik. Hediyeleşme sürecini gayet keyifle her ikimizde tamamladık, buraya kadar problem yok.... Burcu hanım benim ona gönderdiklerimi blogunda yayınladı fakat ben bunu yapmayı ihmal ettim ne yazık ki. Benim bu ihmalim yüzünden Müge hanımın bloğunda Burcu hanım hediyesini göndermemiş gibi görünüyor... sayemde. Bundan dolayı Burcu hanım ne kadar kırılmıştır, üzülmüştür bilmiyorum ama ben çok üzgünüm böyle bir şeye vesile olduğum için. (Müge hanıma hediyemizin geldiğini bildirmemiz gerekiyormuş, bunu bilmiyordum ama bilecek ne var ki?, ben bunu ona söylemezsem nasıl bilebilir ki?).

Burcu hanım bana çok güzel, çok zarif 2 tane güpür işlemeli havlu göndermiş. O kadar güzeller ki... (hele mor olanına, bu renge olan sempatim sebebiyle bayıldım). Bugün eve geldiğimde resimlerini çektim döngüyü tamamlayarak Müge hanıma yollayabilmek için... ama zaten fotoğraf çekme konusunda beceriksizim, gün ışığının olmaması sebebiyle pek yansıtamadım güzelliklerini...

Burcu hanım, gerçekten özür dilerim, başkada diyecek söz bulamıyorum. Çok işim vardı, yoğundum, yorgundum, vs, vs., ama bunların hiç biri mazeret değil, şu an nasıl ki yoğun gündemimin içinde vakit ayırıp bunu yapabiliyorsam vakitlice de yapabilirdim, üzgünüm ki ihmal ettim... ( ve ihmal ettiğim bir paylaşım daha var, yüreğimin ortasında yara olmuş...)

İşte o nefis havlular...








11 Kasım 2013 Pazartesi

Geri geldim - I'm back

Günlerdir gribim. Hatta hayatımın ikinci çok sevimli uçuğunu da çıkarttım bu gribim'le beraber. Aslında çok perişan bir durumum olmamasına rağmen normal hayatımı sürdürebilme enerjim de yoktu. Aklımda yapmayı planladığım bir çok şey vardı fakat bunları yapmak yerine "Modern Family" adlı diziyi izledim deli gibi. Hatta o kadar beğendim ki diziyi, ilk üç sezonunu bitiriverdim beş günde. Bugün ise, yeniden iyiyim.. Bu sabah uyanınca fabrika ayarlarıma geri döndüğümü anlar anlamaz eşofmanımı giyip uzunca bir yürüyüş yapmak için attım kendimi sokaklara.

Bu yastık kılıfını yapmıştım bir süre önce. Arkadaşım Nilgün İkea'nın baykuşlu yastık kılıflarını beğenmiş ve almaya karar vermişken "bence çok mutsuz ve kötü bakıyor o baykuşlar" deyince alamadı. Benimde aklıma esti bir gün oturup Nilgün'e bunu diktim "mutlu ve iyi bakışlı" baykuşları temsilen...


I've had a flu for days now. I even have a very cute cold score second time in my life together with this flu. Allthough I wasn't in a very suffering position, I didn't have any energy to go on with my normal life. I had loads of plans in my mind but instead of doing them, all I did was to watch the TV serial "Modern Family" which I thing was great. I loved it so much that I finished the first three seasons in five days. Well today, I'm fine again... This morning I woke up to realize that I was back to my factory settings so I immediately put my tracksuit on and rushed putside for a long walk. 



I'de sewn this cushion cover a while ago. My friend Nilgün had  loved the owl cushion covers in İkea and had decided to get one but with me saying "I think their looks are miserable and bad" couldn't do so. One day all of a sudden I decided to sew this cover to represent all the "happy and nice looking" owls and give it to Nilgün. 




Make It and Love It

26 Ekim 2013 Cumartesi

Üçgen çanta - Triangle bag

Geçen Cumartesi İstanbul'a gitmiştim, hatırlarsınız... Niyetim Çarşamba akşamı dönmekti çünkü Perşembe günü mozaik kursum vardı. Pazar gecesi Ankara'da aniden ortaya çıkan bir iş sebebiyle aceleyle dönmek zorunda kaldım. Genelde tersi olur, hep son anda gelen bir haberle İstanbul'a gitmek zorunda kalırım ama bu kez ben İstanbul dayım ya, Ankara'ya gelmek zorunda kaldım. Ankara'ya döndüm ama kaçırmak istemediğim mozaik kursuma da gidemedim bu iş dolayısıyla. Anlayacağınız geçen hafta, planlanan hafta ile gerçekleşen uyumlu olamadı.

Bu çantayı yaz başlarında dikmiştim, "hep dikdörtgen olacak değil ya, üçgen çanta olamaz mı yani" merakımı yenmek adına. Oldu olmasına da kullanmadığım için ne kadar kullanışlı oldu bilemiyorum.

Last Saturday I went to İstanbul... My intention was to return back on Wednesday as I had a mosaics course on Thursday. But I urgently  had to return back to Ankara because of a work that came up all of a sudden. Normally it's the other way round, I usually have to go to İstanbul with a last minute call but this time as I was in İstanbul I had to come to Ankara. Although I returned back to Ankara I couldn't go to my mosaics course that I didn't want to miss at all. As you can understand my planned week wasn't congruent with my actual week.

I'de sewn this bag in the beginning of summer for the sake of getting over my curiosity about " do all bags have to be rectangle, can't a bag be triangle in shape?". Well it can be.. but as I havn't used it I don't know if it is practical to use.






20 Eylül 2013 Cuma

Ayrılık hüznü- Separation blues

Dün oğlumu İstanbul da ki yaşamına yolcu ettim sabahın erken saatlerinde... Ayrılık hüznü mü, uykusuzluk mu (gece de çok uyumamıştım) bütün günüm bir umutsuzluk, mutsuzluk, endişe içinde geçti. Kendimi oyalamak için çabaladıysam da keyif almayı başaramadım bir türlü... Ne zor bir şeymiş insanın çocuğundan ayrılması. Oysaki, Türk insanına aykırı gelse de, tüm hayatım boyunca "çocuklar üniversiteyi ailelerinden farklı bir yerde okumalı, bu onların gelişimi açısından çok önemli bir adım" demiştim. Oğlum da 18 yıl bunu dinledi benden... Ama o zaman gelince istedim ki gitmesin, kalsın... O kadar güçlü bir şekilde yıllardır savunduğum argümanın arkasında duramadım... Kalması için rüşvet bile teklif ettim yarım yamalak ta olsa geçen sene... Neyse ki o benden akıllı çıktı ve yıllar itibariyle zihnine kazıdığım doğrunun kendisi için en doğru olacağına karar verdi  (ki tamamen katılıyorum), sonuçta bana da bunu (kendi doğrumu) kabullenmek düştü... Ama insan her şeye alışıyor, geçen sene gittiğinde günlerce depresif bir ruh haline bürünmüştüm. Bu yıl, bir günde atlattım ilk ayrılık anı depresyonumu...

Dün ise kendimi oylamak için internetten alışveriş yaptım, dikiş diktim, güzel fotoğraf çekme denemeleri yaptım, bulduğum her makaleyi okudum ( Ayşe Arman'ın Sivas katliamında 2 evladı ölen Hüsne Kaya ile yaptığı röportajı da okudum.. çok acı... içimin acısı tavan yaptı), geceyi çokta anlamlı olmayan bir filmi seyredip salya sümük ağlayarak noktaladım. Bugün... iyiyim...

İşte güzel fotoğraf çekme denememden bir örnek... Bu çantayı tatil öncesi yapmıştım ama resimlerini beğenmediğim için paylaşmamıştım....

Yesterday, early in the morning I saw my son of to his life in İstanbul... My whole day passed in despair, misery, worry either because of separation blues or sleeplessness (I couldn't sleep the night). Although I tried to amuse my self I couldn't enjoy anything.... I Realized that it is very hard to seperate from your child. Whereas although it isn't the Turkish way at all I'de always said that "children should go to university in different places then their families as this is a very important step in their development". My son listened this from me for 18 years. But when the time came, I wanted him to stay... I couldn't stand up for my argument that I'de been defending for years... Last year I even kind of bribed him to stay... Well in the end he turned out to be clever then I am and decided that his departure would be the best for him (I totally agree) and I had no chance other then accepting this... But we get used to everything, last year when he went, I was in a depressive state for days, this year I got over my separation blues in a day...

Yesterday in order to amuse myself I did some internet shopping, did some sewing, tried to take some good photography , read many articles (I read Ayşe Arman's interview  with Hüsne Kaya who's two child was killed in the Sivas slaughter... very sad... my pain inside was of the roof), I ended the night by weeping at a not so significant movie. Today... I'm fine...

This is an example of my photo taking trials... I'de made this bag before the holidays but didn't share it here as I didn't like the pictures that I'de taken...








www.yourjourneytofullfillment.com

"Kıyıdan uzaklaşmayı göze alamayanlar yeni okyanusları keşfedemezler"


Andre Gide

4 Temmuz 2013 Perşembe

Deri ile çalışmalar - Leather works

Bu uzun yokluğumda yaptığım bir diğer iş Çıkrıkçılar'a bir arakadaşımla yemek yemeğe ve biraz dolanmaya gidip dönüşte bir sürü deri ve deri malzemesi ile eve dönmek oldu. Zımba makinesi, zımbalar, çıtçıtlar, deriler... bir sürü malzeme aldım... tabii hemen denemezsem olmaz...

One of the other things that I did during my long absense was to go to Çıkrıkçılar (Old town- Ankara) to have a meal and a small stroll with a friend and to return back home with loads of leather supplies. I bought a puncher and metal supplies, leather... of course I needed to try them as soon as possible...



Bu aşağıda gördüğünüz bir telefon kılıfı... Önce kenarlarını dikiş makinesi ile diktim, beğenmedim, söktüm, tekrar diktim ve yine dikiş kayınca en sonunda elimde diktim...

Below is a phone case... At first I sew the edges with the sewing machine, didn't like it, ripped it of, tried with the machine for the second time and as the stiches didn't go straight again so I sewed it by hand....



Balıklı bir bileklik yapayım dedim ama o kadar büyük yapmışımı ki küçük bir çanta diktim, onun sapı oldu...

My intention was to make a bracelet but as I had made it very big it turned out to be the handle of a small bag that I sewed. 





9 Mayıs 2013 Perşembe

Kuş evi - Bird house

Bugün canım sıkkın. Evde bir boya faaliyeti başlatmam gerekiyordu ama başlayamadım. Dün akşam babam aradı Marmaris'ten, düşmüş ayağını kırmış... Akşam üzeri denize gidiyormuş. Denize gitmek için dik merdivenler var ve o merdivenler kışın dalgalardan dolayı kırık dökük hale geliyor. İşte o merdivenlerden inerken ayağı kaymış, kendini yerde buluvermiş. Allahtan önemli bir kırık değilmiş ama ayağına basamayınca kendi başına hareket edemiyormuş. Koltuk değneği almışlar kullanamamış, bugün de tekerlekli sandalye edinmişler. 4-5 hafta demiş doktor iyileşme süresi için. Bir de alçı çıktıktan sonra bacağının tekrar gücüne kavuşması süreci var. Belki de en iyisi bir kaç günlüğüne yanlarına gitmek. 

I'm in a bad mood today. I was supposed to start a paint job in the house today but I couldn't. Last night my dad called from Marmaris to tell that he'de fallen down and broke his leg... He was going for a swim in the evening. There are steep stairs going down to the sea and in the winter because of the waves the stairs break. While he was going down these stairs he'de slipped and found himself on the ground. Fortunately it's not a bad broke but because he can't use one feet he can't move on his own. He wasn't able to use the crutches they bought so as of today they bought him a wheelchair also. The doctor told them that recovery will take 4-5 weeks and of course there is going to be a period for his leg to get the full ability back. Maybe it's a good idea for me to go for a couple of days. 

Bugün biraz daha iyi hissedebilmek için kendimi  attım atölye'ye ve bir kuş evli bahçe süsü yaptım. Terapi gibi. O kadar çok keçe artığım birikmişti ki bir kısmını tüketmek beni mutlu etti. 

In order to feel a bit better today I dashed down to my workshop and made a bird house garden ornament. Like therapy, as always... I had so many little pieces of scrap felt I was happy to consume some of them...











7 Mayıs 2013 Salı

Çift taraflı çanta - Reversable bag

Dün gece korku filmi gibi kabus gördüm. Sabah 5 sularıydı dehşet içinde uyanarak kalbimin yatışmasını bekledim. Tam da o sırada komşumun köpeği deli gibi havlıyordu bahçede. Normalde hiç takılmam havlamasına ama kabus üstü köpek havlaması tedirginliğimi arttırdı.(Belki de köpeğin havlaması beni uyandırdı ve kabus filmimde daha ileri gitmeme engel oldu)  Güne kocaman bir baş ağrısı ile başladım dolayısıyla, hatta hala geçmedi. Normalde bugün büyük bir boya işi vardı aklımda yapmak istediğim ama kendimde o enerjiyi bulamadım haliyle...

 Bu çift taraflı çantayı Almanya'da ki arkadaşım için yapmıştım. Çift taraflı çantaları seviyorum, çantadan sıkıldığın anda sadece çevirerek öteki tarafını kullanabiliyorsun. Arkadaşım bol yağmurlu bir yerde yaşadığı için bir tarafını pamuklu kumaştan (güneşli günler için) diğer tarafını da teflon kumaştan (yağmurlu günler için) yaptım.


Last night I saw a nightmare like a horror movie. It was 5 in morning I woke up in terror to wait for my heart beat to calm down. Just at that moment my neighbours dog was barking like crazy in the garden. Normally his barking doesn't bother me but the barking on top of the nightmare raised my anxiety. (Maybe the barking woke me up and saved me from going further on my nightmare movie)  Hence I started the day with a huge headache that still hasn't gone. Normally today I had a big painting project in mind but naturally I couldn't find the energy to start... 

This is a reversable bag that I'de made for my friend in Germany. I love reversable bags, when you bored with your bag you just flip it over to use the other side. As my friend is living in a place with lots of rain I made one side out of cotton fabric (for sunny days) and the other side from teflon fabric (for the rainy days) .






Eğer sizde çift taraflı çanta dikmek isterseniz bu konudaki eğitselime bakabilirsiniz. Bu çanta eğitseldekinden farklı olmasına rağmen fikir aynı.

 If you want to sew a reversable bag you can have a look at my tutorial on this subject. Although this bag is different then the one in the tutorial the idea is the same...

15 Mart 2013 Cuma

Bahar melekleri - Spring angels

Gitmeden önce yapmam gereken bir sürü işim var ama ben ne yapıyorum? Sürekli yapmam gerekenleri erteleyip atölyede çalışıyorum... Dün Nilgün arkadaşım benim daha önce yaptığım melekleri görüp çok beğendi, ne kadar ısrar ettiysem de onları almasını sağlayamadım... bende sinsice ona bu meleklerin bir benzerini yaptım, bunlar daha güzel oldu diğerlerinden, iyi ki almamış diğerlerini...

I have loads to do before I go, but what am I doing? I'm continiously delaying what I need to do to work in my studio... Yesterday my friend Nilgün was around and she saw and loved the angels that I'de made previously... Although I insisted her to take them I couldn't convince her to do so... So I was sneaky and made her a similar version that turned out to look better then the others, so I'm glad that she didn't take the other ones...