26 Nisan 2012 Perşembe

Mobilya da yaptım - I also made some furniture

Bugün aslında son günlerde yapmakta olduğum ama araya birçok şey girdiği için biteremediğim projemin 1.kısmını sabahtan bitirdim ama misafirim geldiğinden fotoğrafını gün ışığı varken çekemedim ve paylaşamıyorum. Karanlıkta çekilen flaşlı fotoğrafları sevmediğim için yarın sabahı bekliyorlar.

Today I actually finished the first part of my project that I wasn't able to complete for days as other things got in the way, but I can't share it as I had a guest so I couldn't take the picture in daylight. As I don't like pictures taken in the night with a flash they are waiting for tomorrow.

Bugün bir yayın dizisi yazmaya başlamak istiyorum. Bu dizinin adı "yapamazsın dediler, yaptım" ve "olmaz dediler, oldu" olacak. Bunun yazmamın sebebi ise bunu sen yapamazsın veya hiç yapmayı denemedikleri halde bu yapılamaz diyerek insanların moral bozucu olabileceklerini anlatmak. Bu tip işlerde ben hep eğer birileri böyle birşey yapabilmişse bende yapabilirim (yeterince güçlü, yetenekli, akıllı vs. yim) ve eğer birşeyi yapmak olanaksız deniyorsa, denemekten ne zarar gelir? Belki de yapılabilirdir, kimbilir? diye düşünürüm. Deneyime elbette saygım var fakat bu bir şeyi yapmaktan en azından yapmaya çalışmaktan gelmeli bu deneyim.

Today I want to start writing a series of posts and the name of my series would be "they said you can't do it but I did" & "they said it's it's not possible but it was". I'm writing this series because people can be demoralizing by saying you can't do this and that and also stating that things cannot be done even though they never tried to do so. In this line of work I always tend to think that, if there are people out there who can do it, that means I can do it also (I'm as strong, capable, clever etc. as those people)  and if something is told to be undoable whats the harm in trying? Maybe it is doable, who knows? I do respect experience though but that should come out of doing something, at least trying.

Başlamadan önce bu günümün küçük misafirini paylaşmak istiyorum. Arkadaşım Elif'in oğlu, sadece 10 aylık, inanılmaz sevimli ve mıncıklamalık, çok güleryüzlü, çok güzel. Bugün öğleden sonra hepimiz bahçedeydik...

Before starting I want to share my little guest of the day. He's my friend Elif's son, only 10 months old, so cuddly, so similey, so gorgeous. We were in the garden all afternoon...

Ben - Eren - Elif


Konumuza gelecek olursak ilk yayınım "yapamazsın dediler ama yaptım" olacak. Bu benim "0"dan yaptığım bir bahçe sediri ve sehpası. Bu projemi gerçekleştirmek için gerekli parçaları tek tek hesapladım çünkü onları evde kesmek istemiyordum ve zaten daha büyük bir parçayı taşımam da mümkğn olmayacaktı. Arabamın boy ve enini ölçmem gerekti ( o zamanlar arabam büyüktü) ve ona göre mobilyamın ebatlarını belirledim... Sonra Practiker e gittim ve tüm parçaları kestirdim, arabaya yükledim, eve döndüm, arabadan indirdim ve başladım boyamaya. Nedenini hatırlamıyorum ama birleştirmeden önce tüm parçaları boyadım. Bu mobilyayı terasımda kullanmak istediğim için boyadan önce tüm parçaların emprenyesini de yaptım. Boyadıktan sonra ahşap dokusu aleti ve rölyef pasta kullanarak üzerinde ahşap dokusunu oluşturdum. Sonra da peçete parçaları yapıştırdım ve terasten asla bu mobilyayı başka bir yere taşımayacağımı düşünerek oraya taşıdım ve orada monte ettim. Fakat zamanın birinde terası boşaltmamız gerekti o yüzden bu mobilya aşağıya kış bahçesine inmek zorunda kaldı ve çok ağır olduğu için de tekrar yukarı çıkamadı.
 
Comming to the subject, my first post will be, "they said you can't do it but I did". This is a garden sofa and a coffee table that I made from scratch. I calculated the pieces that I would need to make the project as I didn't want to have to cut them at home and I wouldn't be able to carry bigger pieces anyway. I had to measure the length and width of my car (at that time I had a big car) and determine the size of my furniture accordingly... Then I went to Practiker to have all the pieces cut (MDF) and loaded them to the car, head back home, load them off the car and start painting. I don't know why but I painted all the pieces before assembly. As I wanted to use the furniture in the terrace outside I impregnated all the pieces before painting them. After painting I used a wood graining tool and relief paste to make the texture. Then I added some napkin pieces and assembled them in the terrace thinking that I will never move the furniture from there. But at a certain point in time, we needed to empty the terrace so my furniture went down to my winter garden and as it very heavy couldn't go back up again. 


Koltuk - Sofa

Bu arada koltuğun da sehpanın da altı sandıklı...

By the way the sofa  and the coffee table has storage beneath...

Sehpa - Coffee table

Sandık kısmı - The storage part

Sehpanın kapak açık hali - Coffee table door lid open

Sandık kısmı koltukta da aynı. Üstünü boşaltıp koltuğun sandık kısmının resmini çekmeye üşendim.

The storage part is the same in the sofa. I was too lazy to empty the top and open the lid that's why there's no picture of the storage in the sofa. 
 
Ve bana sen yapamazsın demişlerdi...

And they had told me that I wouldn't be able to do it...


10 yorum:

  1. Günaydın harikasın çok güzel olmuş azminden dolayı kutluyorum ellerine sağlık.Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydın, teşekkür ederim ve tekrar hoş geldinnn...

      Sil
  2. Cok tesekkur ederiz, cok guzel bir gecirdik :) bu seferligine calismana mani olduk ama bir dahaki sefere seni calisirken de izlemek istiyoruz :) Harika seyler yapmissin, ellerine saglik. Bir cok kisi dusunur ister ama bunlar senin ellerinde can buluyorlar cok hos :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elifcim yaptığım herhangi bir işten çok daha kıymetliydi benim için sizinle beraber olmak, sayenizde çok güzel bir gün geçirdim... dediğim gibi ömür biter, benim işim bitmez ve bunun sonu gelmez...ve Eren şahaneydi, aklıma kazıdı kendini, tekrar gelin... lütfen...

      Sil
  3. bravo size, istenince herşeyin yapılabileceğini çok güzel göstermişsiniz,
    çok hoş olmuş, güle güle ve gururla kullanının sofanızı....
    sevgiyle....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filiz hanım, güzel ve samimi yorumunuz için teşekkür ederim. Sevgiler...

      Sil
  4. Merhabalar Nilüfer Hanım,
    Bloğunuzu Tilda bebek ile ilgili görsel ararken keşfettim ve iyi ki bloğunuzu tanımışım diyorum.Yaptıklarınız,çalışmalarınızı takdir ediyorum haddim olursa eğer. :) Her biri birbirinden güzel.Ben de erken yaşta bu habilere tutulanlardanım ve kopamıyorum.Birinden sıkılsam diğerine geçiyorum.Ama sizi görünce inanın maşaallah dedim.Özellikle taa gidip o parçaları kestirip kendi mobilyanızı yapmanız cesaret ister.Tekrar tebrik ederim.Bu arada aynı şehirde ikamet ediyormuşuz.Çıkrıçılar Suluhan benim terapi merkezlerimdendir.Muhabbetle.. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Bir kez insan gönül verdimi herhangi bir hobiye kopamıyor ve koşturup duruyor hobiler arasında. Belki kesişir yolumuz günün birinde, nede olsa aynı yerlerde geziyormuşuz... Sevgilerimle...

      Sil
  5. Ahşap dokusunu nasıl yaptınız? :) Ben gerçekten ahşap sanıyordum... :) Çok doğal durmuş. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahşap dokusu vermek için plastik bir alet var. Özetle şöyle: Önce seçtiğiniz renk bir boyayı sürüyorsunuz, kurumasını bekledikten sonra dokuyu vereceğiniz rengi boya kuruma geciktirici ile karıştırıp sürüyor ve bu aletle dokuyu veriyorsunuz... Gerçi ben burada doku biraz boyutlu olsun diye pasta rölyef sürerek doku verdim, sonrasında dokumu renklendirdim... Sevgiler..

      Sil