Made these for the jewelry that I tend to sell on Etsy and loved them...
30 Mayıs 2013 Perşembe
Keçe takı keseleri - Felt Jewelry cases
Etsy'de satışa çıkardığım takılarıma güzel bir sunum kazandırmak amacıyla yaptım ve çok sevdim...
Made these for the jewelry that I tend to sell on Etsy and loved them...
Made these for the jewelry that I tend to sell on Etsy and loved them...
29 Mayıs 2013 Çarşamba
Her şey böyle başladı - It all started like this
Up to this one all the houses that I've lived in were old buildings. I love old buildings and certainly prefer them to new ones, of course if they are well looked after... One of the reasons that I love old buildings is that their windows are big. When windows are big the house is full of light, bright and shiny... The house that we now live in is a new building. 15-16 years ago when we first moved in to this house we designed every small detail of the house according to our needs and tastes at that time. As I had never lived in a house that had relatively small windows I'de chosen a dark wood color for all the immovable furniture (and the others) of the house. But as years passed I was disturbed of the darkness of the house and started to dread looking at the dark wood color of the furniture. In the past years I painted all the furniture into white or exchanged them with white furniture but I wasn't brave enough to do the same to the huge shoe and coat closet in the tiny entrance of the house... till now...
Aynadan görüntü - Image through mirror
I also made these bags to put away all the junk that lies around in the entrance... I hung it to the Ikea hanger that I found in the attic.
Kulplarımı da Zara home dan aldım - I bought the handles from Zara home
Dolaplar boyandı, minik pencerenin rengi gözüme takıldı... O'da beyaz oldu...
The closet was painted, I eyes got stuck on the little window... It turned into white also...
Sonra gözüm salona açılan kapıya takıldı, dedim ki kendime SADECE bir tarafını boyayım bari...
Then my eyes caught the door opening to the living room, I told myself I will paint ONLY one side of it...
Sonra kendime dedim ki, niye bir taraf, öteki tarafını da boyamalıyım...
Then I told myself, why paint only one side, I need to paint the other side also...
Salondaki pencere ve terasa açılan kapı, o zaman onları da boyamalıyım... Ama SADECE tek taraf...
The window and the terrace door in the sitting room, then I need to paint them too... But ONLY one side...
Yazın pencere ve kapı açık oluyor ve ben öteki korkunç tarafını da görürüm o yüzden öteki tarafını da boyamalıyım... ( ve tabii ki boyadım)
In summer when the window and the door is open I will see the other horrible side so I need to paint that also... (of course I did)
Ööööh mutfağın pencersi korkunç görünüyor, bu da kesinlikle beyaz olmalı... Ama sadece tek taraf...
Ohhh the kitchen window looks horrible, that certainly has to be white also... But only one side...
Sonuçta mutfak penceresi tek tarafı beyaz olan tek şey oldu. Açılı bir şekilde bakıldığında öteki tarafı görülüyor ama ben şu aşamada ona düz bir açıdan bakmayı tercih ediyorum. Muhtemelen daha da abartırdım ama o kadar yoruldum ki ve yapmam gereken başka bir şeyler vardı, o yüzden 5 günün sonunda durdum. Günün birinde "her şeyi beyaza boyayalım" operasyonuma devam edeceğim ama şimdi değil. Biliyormusunuz, geçen sene evi boyatırken boyacılardan istemiştim bu beyaz operasyonunu pencerelere uygulamalarını ama "yenge sen anlamazsın, olmaz" dediler. Artık kesin koşulda biliyorum birisi bir şey yapılamaz derse bunun tek bir anlamı var "denemekle uğraşamam". Aaaa, burada söylemem gereken önemli bir şey var, bu işlemi yaparken hiç zımpara yapmadım, hazırladığım kara tahta boyasını kullandım (Turuncu oda'ya teşekkürler). O yüzden biraz pütürlü oldu. Benim daha önce boyadıklarım gibi pürüzsüz değil ama ben her ne kadar bu pürüzsüz, yumuşak dokuyu çok seviyor ve tercih ediyorsam da böyle bir yöntemin varlığını öğrenmek çok iyi oldu, eğer ki bir de zımpara yapmış olsaydım zımparası, temizliği derken hiç işin içinden çıkamazdım.
Well the kitchen window turned out to be the only one side painted white. You can see the other side when you look at it from an angle, for now I prefer to look at it from a straight angle. I probably would have gone further but I was so tired and had many other things needed to be done so I stopped, I had to stop in the end of 5 days. Some time I will continiue on my "paint every door and window white" operation but not now. You know what, last year when we had our house painted I asked the painters to do this white operation on the windows but they said it can't be done. I certainly know now that when someone tells me something can't be done its just means "I can't be bothered to try". Ohh, the important thing I need to say is that I didn't sand anything I used the chalkboard paint that I'de prepaired (my thanks to Turuncu Oda) ... So everything has a granuled touch. The previous stuff that I painted is smooth and soft and although I love and prefer this kind of touch it was good for me to learn this method as if I had done this by sanding them I would be stuck in their sanding and cleaning.
Beni antrede şu anda tek rahatsız eden şey evin sokak kapısı. Sanıyorum ki bir sabah uyanacağım, bu kapıyı göreceğim, delirip beyaza boyamaya başlayacağım ve hissim bunun olmasının çok uzun sürmeyeceği yönünde.
This is the only thing that bothers me in the entrance. The door. I think one morning I will wake up, see this door, turn crazy and start painting it white and I feel this won't take long to happen.
20 Mayıs 2013 Pazartesi
Hobi etkinliği için - For the hobby event
Bunlarda hobi etkinliği için benim yapıp ta gönderdiklerim... Güle güle kullan Gözdeciğim...
And these are the things that I made and sent for the hobby event... Use them with joy Gözde...
Sev, yaşa, gül - Love, Live, Laugh
Hani bir Hobi Etkinliği duyurusu yapmıştım ya, benim partnerim "Pembe Köpük Tasarım" blogunun sahibi Gözde olmuştu. Dün Mine kursun dayken komşum aradı ve bana bir kargo geldiğini ve kendisinin bunu aldığını söyledi. Dün akşam kendisinden paketimi almış olmama rağmen bir türlü vakit bulup ta bu post'u hazırlayamadım. Hatta paketi aldığımı kendisine bile bildirmeye fırsat bulamadım. Hafta sonu olunca hayat çok yoğun oluyor... Pakette neler var neler...Çok teşekkür ederim Gözdeciğim, hepsini çok sevdim ve zevkle kullanacağım... ve seveceğim, yaşayacağım ve güleceğim bolca'ki hafta sonun aynen böyle geçti...
I'de shared a hobby event with you and my partner at this event was Gözde, the owner of the blog "Pembe Köpük Tasarım". Yesterday while I was at my enameling course my neighbour called to tell me that I had a shipment and she'de taken it for me. Although I took the packet from her yesterday night I wasn't able to spare some time for this post. I even couldn't infom her that I'de recieved her packet. Life gets intense on weekends... Loads came out from the packet... Gözde I thank you, I loved them all and I will use them all with pleasure... And I will love, live and laugh a lot, and I had them all in my weekend...
I'de shared a hobby event with you and my partner at this event was Gözde, the owner of the blog "Pembe Köpük Tasarım". Yesterday while I was at my enameling course my neighbour called to tell me that I had a shipment and she'de taken it for me. Although I took the packet from her yesterday night I wasn't able to spare some time for this post. I even couldn't infom her that I'de recieved her packet. Life gets intense on weekends... Loads came out from the packet... Gözde I thank you, I loved them all and I will use them all with pleasure... And I will love, live and laugh a lot, and I had them all in my weekend...
15 Mayıs 2013 Çarşamba
Deri denemeleri1 - Leather trials1
Hayatıma yeni bir malzeme katmak isteyince bu malzeme deri oldu. Şimdilik birbirimizi anlamaya çalışıyoruz kendisiyle. İlk denemem de budur...
When I decided to add a new material to my life this turned out to be leather. For now, were're trying to understand each other. My first trial is this...
When I decided to add a new material to my life this turned out to be leather. For now, were're trying to understand each other. My first trial is this...
10 Mayıs 2013 Cuma
Lavanta rüyası - Lavender dreams
Yıllardır elbise askıları ile boğuştum. Üzerine bir şey asarsın omzu kayar, kayar ve alakasız bir yerinde omuz izi çıkarır. Eve bulduğum her askıyı aldım, hatta İkea Türkiye'de açılmadan önce eve kalın İkea askılarından bile taşıdım taa İngilterelerden. Ama olmadı, olmadı...
For years I struggled with clothes hangers. You hang something on it one shoulder slips away, it slips and you have a shoulder mark on a strange part of you clothes. I bought every hanger I could find. I even carried the thick İkea hangers from the UK years ago before İkea Turkey had opened here. But no, nothing worked...
Sonra tesadüfen Marks and Spencer'ın askılarını keşfettim. Omuzlarına yumuşak plastik koymuşlar dolayısıyla kaydırmıyor. Her alışverişimde 3-5 tane almak suretiyle bir dolu askı edindim. Hakikaten işe yarıyor ama dolabın içinde çok sayıda olunca çirkin görünmeye başladılar gözüme. O kadar işlevseller ki çirkinliklerini görmemeye çalışıyorum.
Then by chance I discovered Marks and Spencer's hangers. They have soft plastik on their shoulders and this prevents the slipping. I ask for these hangers after all my shoppings so I have quite a number of these now. They really are usefull but when the number of these hangers got too much they started to seem ugly in the closet. But they are so usefull that I try not to percieve the ugliness.
Bugün evde iki nokta arasında giderken çok eski tel bir askı gözüme çarptı ve fikrim geldi aniden. Denemeye karar verdim...
Today while going between two points in the house a very old wire hanger got caught in my eye and an idea sparkled. So I gave it a go...
Test sonuçları... mükemmele yakın. Tek dezavantajı askı hiç bir şekilde kaydırmadığı için üzerine bir şey asmak biraz zor. Üzerine bir lavanta kesesi de iliştirdim, eğer bu askı kıyafetlerinden bir miktar daha yaparsam dolabımın içi de çok güzel kokacak. Hatta dolap kapaklarını açık bırakırsam uykumda bile lavanta kokusu alabilirim...
Test results... near perfect. The only disadvantage is because the hanger doesn't slip at all it's a bit hard to hang something on it. I attached a lavender bag so if I make a number of these hanger suites my closet will smell lovely also. I even can smell lavender in my sleep if I leave the closet doors open...
For years I struggled with clothes hangers. You hang something on it one shoulder slips away, it slips and you have a shoulder mark on a strange part of you clothes. I bought every hanger I could find. I even carried the thick İkea hangers from the UK years ago before İkea Turkey had opened here. But no, nothing worked...
Sonra tesadüfen Marks and Spencer'ın askılarını keşfettim. Omuzlarına yumuşak plastik koymuşlar dolayısıyla kaydırmıyor. Her alışverişimde 3-5 tane almak suretiyle bir dolu askı edindim. Hakikaten işe yarıyor ama dolabın içinde çok sayıda olunca çirkin görünmeye başladılar gözüme. O kadar işlevseller ki çirkinliklerini görmemeye çalışıyorum.
Then by chance I discovered Marks and Spencer's hangers. They have soft plastik on their shoulders and this prevents the slipping. I ask for these hangers after all my shoppings so I have quite a number of these now. They really are usefull but when the number of these hangers got too much they started to seem ugly in the closet. But they are so usefull that I try not to percieve the ugliness.
Bugün evde iki nokta arasında giderken çok eski tel bir askı gözüme çarptı ve fikrim geldi aniden. Denemeye karar verdim...
Today while going between two points in the house a very old wire hanger got caught in my eye and an idea sparkled. So I gave it a go...
Test sonuçları... mükemmele yakın. Tek dezavantajı askı hiç bir şekilde kaydırmadığı için üzerine bir şey asmak biraz zor. Üzerine bir lavanta kesesi de iliştirdim, eğer bu askı kıyafetlerinden bir miktar daha yaparsam dolabımın içi de çok güzel kokacak. Hatta dolap kapaklarını açık bırakırsam uykumda bile lavanta kokusu alabilirim...
Test results... near perfect. The only disadvantage is because the hanger doesn't slip at all it's a bit hard to hang something on it. I attached a lavender bag so if I make a number of these hanger suites my closet will smell lovely also. I even can smell lavender in my sleep if I leave the closet doors open...
9 Mayıs 2013 Perşembe
Kuş evi - Bird house
Bugün canım sıkkın. Evde bir boya faaliyeti başlatmam gerekiyordu ama başlayamadım. Dün akşam babam aradı Marmaris'ten, düşmüş ayağını kırmış... Akşam üzeri denize gidiyormuş. Denize gitmek için dik merdivenler var ve o merdivenler kışın dalgalardan dolayı kırık dökük hale geliyor. İşte o merdivenlerden inerken ayağı kaymış, kendini yerde buluvermiş. Allahtan önemli bir kırık değilmiş ama ayağına basamayınca kendi başına hareket edemiyormuş. Koltuk değneği almışlar kullanamamış, bugün de tekerlekli sandalye edinmişler. 4-5 hafta demiş doktor iyileşme süresi için. Bir de alçı çıktıktan sonra bacağının tekrar gücüne kavuşması süreci var. Belki de en iyisi bir kaç günlüğüne yanlarına gitmek.
I'm in a bad mood today. I was supposed to start a paint job in the house today but I couldn't. Last night my dad called from Marmaris to tell that he'de fallen down and broke his leg... He was going for a swim in the evening. There are steep stairs going down to the sea and in the winter because of the waves the stairs break. While he was going down these stairs he'de slipped and found himself on the ground. Fortunately it's not a bad broke but because he can't use one feet he can't move on his own. He wasn't able to use the crutches they bought so as of today they bought him a wheelchair also. The doctor told them that recovery will take 4-5 weeks and of course there is going to be a period for his leg to get the full ability back. Maybe it's a good idea for me to go for a couple of days.
Bugün biraz daha iyi hissedebilmek için kendimi attım atölye'ye ve bir kuş evli bahçe süsü yaptım. Terapi gibi. O kadar çok keçe artığım birikmişti ki bir kısmını tüketmek beni mutlu etti.
In order to feel a bit better today I dashed down to my workshop and made a bird house garden ornament. Like therapy, as always... I had so many little pieces of scrap felt I was happy to consume some of them...
7 Mayıs 2013 Salı
Çift taraflı çanta - Reversable bag
Dün gece korku filmi gibi kabus gördüm. Sabah 5 sularıydı dehşet içinde uyanarak kalbimin yatışmasını bekledim. Tam da o sırada komşumun köpeği deli gibi havlıyordu bahçede. Normalde hiç takılmam havlamasına ama kabus üstü köpek havlaması tedirginliğimi arttırdı.(Belki de köpeğin havlaması beni uyandırdı ve kabus filmimde daha ileri gitmeme engel oldu) Güne kocaman bir baş ağrısı ile başladım dolayısıyla, hatta hala geçmedi. Normalde bugün büyük bir boya işi vardı aklımda yapmak istediğim ama kendimde o enerjiyi bulamadım haliyle...
Bu çift taraflı çantayı Almanya'da ki arkadaşım için yapmıştım. Çift taraflı çantaları seviyorum, çantadan sıkıldığın anda sadece çevirerek öteki tarafını kullanabiliyorsun. Arkadaşım bol yağmurlu bir yerde yaşadığı için bir tarafını pamuklu kumaştan (güneşli günler için) diğer tarafını da teflon kumaştan (yağmurlu günler için) yaptım.
Last night I saw a nightmare like a horror movie. It was 5 in morning I woke up in terror to wait for my heart beat to calm down. Just at that moment my neighbours dog was barking like crazy in the garden. Normally his barking doesn't bother me but the barking on top of the nightmare raised my anxiety. (Maybe the barking woke me up and saved me from going further on my nightmare movie) Hence I started the day with a huge headache that still hasn't gone. Normally today I had a big painting project in mind but naturally I couldn't find the energy to start...
This is a reversable bag that I'de made for my friend in Germany. I love reversable bags, when you bored with your bag you just flip it over to use the other side. As my friend is living in a place with lots of rain I made one side out of cotton fabric (for sunny days) and the other side from teflon fabric (for the rainy days) .
Eğer sizde çift taraflı çanta dikmek isterseniz bu konudaki eğitselime bakabilirsiniz. Bu çanta eğitseldekinden farklı olmasına rağmen fikir aynı.
If you want to sew a reversable bag you can have a look at my tutorial on this subject. Although this bag is different then the one in the tutorial the idea is the same...
Bu çift taraflı çantayı Almanya'da ki arkadaşım için yapmıştım. Çift taraflı çantaları seviyorum, çantadan sıkıldığın anda sadece çevirerek öteki tarafını kullanabiliyorsun. Arkadaşım bol yağmurlu bir yerde yaşadığı için bir tarafını pamuklu kumaştan (güneşli günler için) diğer tarafını da teflon kumaştan (yağmurlu günler için) yaptım.
Last night I saw a nightmare like a horror movie. It was 5 in morning I woke up in terror to wait for my heart beat to calm down. Just at that moment my neighbours dog was barking like crazy in the garden. Normally his barking doesn't bother me but the barking on top of the nightmare raised my anxiety. (Maybe the barking woke me up and saved me from going further on my nightmare movie) Hence I started the day with a huge headache that still hasn't gone. Normally today I had a big painting project in mind but naturally I couldn't find the energy to start...
This is a reversable bag that I'de made for my friend in Germany. I love reversable bags, when you bored with your bag you just flip it over to use the other side. As my friend is living in a place with lots of rain I made one side out of cotton fabric (for sunny days) and the other side from teflon fabric (for the rainy days) .
Eğer sizde çift taraflı çanta dikmek isterseniz bu konudaki eğitselime bakabilirsiniz. Bu çanta eğitseldekinden farklı olmasına rağmen fikir aynı.
If you want to sew a reversable bag you can have a look at my tutorial on this subject. Although this bag is different then the one in the tutorial the idea is the same...
6 Mayıs 2013 Pazartesi
Artan kumaşlardan çanta - Bag from fabric left overs
Dün gece blogumda değişiklik yapmak istedim, hemde aniden... uykum geldi artık yatayım dedim ama bu değişiklik isteği takıldı aklıma... Hemen yapıvereyim, ne yapmak istediğim belli, 10dakika'da bitiririm dedim ama... Bugün öğlen itibariyle bitti, aslında bitmedi de ben bitirdim... Tabii ne foto edit programları nede blogger ayarları ile olarak insanın çok bilgisi olmazsa böyle olur. Resmimi picassa, foto flexer ve photoshop ta organize etmeye çalıştım çok ta uğraştım ama onları blogger'a yerleştirmek deli etti beni. Arka planı ayarlıyorum, başlık resmi küçülüyor... başlık resmini ayarlıyorum genişlikler değişyor, yeni genişliğe göre resim ebadını ayarlıyorum seçtiğim fontlar değişiyor... En sonunda razı geldim, daha fazla uğraşamayacağım. Fontlarım istediğim gibi değil, haaa birde demin fark ettim facebook ikonu donmuş kalmış. Ama şu an öyle bir ruh halindeyim ki en sevdiğim font bu font, en sevdiğim facebook ikonu da donup kalandır...
Last night I had a strong desire to make changes in my blog, all of a sudden... I was sleepy and just as I decided to go bed the idea of this modification got stuck in my mind... I told my self, I can do it quickly, I know what I want to do so it will take only 10 minutes for me to finish... I finished it today at noon, actually it isn't complete yet but I finished it... Of course when one doesn't have much knowledge of photo edit programs and blogger setup it will turn out like this. I struggled to organize my picture in picassa, foto flexer and photoshop but trying to set them up in blogger drived me crazy. Just as I managed to set the background my picture got smaller... I organize the picture size the dimension setup changes, I organize the picture size according to the dimensions the fonts change... In the end I consented, I don't want to struggle any further. My fonts are not what I wanted them to be and I just realized I have a frozen facebook icon. But now I'm in such a mood that my favourite font is this one, my favourite facebook icon is the one that has frozen...
Bugün öncelerde yaptığım bir çantamı paylaşmak istiyorum. Bu çanta ile evde kalan küçük parça kumaşlarımı değerlendirdim. Artıkları değerlendirerek yaptığım için de çok hoşuma gitti. O kadar çok küçük miktar kumaş artığım var ki umarım gelecek günlerde onlara da bir kimlik kazandırım.
Today I want to share a bag that I'de sewn previously. With this bag I utilized my fabric left overs. Because I utilized my left overs I was very pleased. I have so many little pieces of left over fabric so I hope that I will be able to give them all an identity in the following days.
Last night I had a strong desire to make changes in my blog, all of a sudden... I was sleepy and just as I decided to go bed the idea of this modification got stuck in my mind... I told my self, I can do it quickly, I know what I want to do so it will take only 10 minutes for me to finish... I finished it today at noon, actually it isn't complete yet but I finished it... Of course when one doesn't have much knowledge of photo edit programs and blogger setup it will turn out like this. I struggled to organize my picture in picassa, foto flexer and photoshop but trying to set them up in blogger drived me crazy. Just as I managed to set the background my picture got smaller... I organize the picture size the dimension setup changes, I organize the picture size according to the dimensions the fonts change... In the end I consented, I don't want to struggle any further. My fonts are not what I wanted them to be and I just realized I have a frozen facebook icon. But now I'm in such a mood that my favourite font is this one, my favourite facebook icon is the one that has frozen...
Bugün öncelerde yaptığım bir çantamı paylaşmak istiyorum. Bu çanta ile evde kalan küçük parça kumaşlarımı değerlendirdim. Artıkları değerlendirerek yaptığım için de çok hoşuma gitti. O kadar çok küçük miktar kumaş artığım var ki umarım gelecek günlerde onlara da bir kimlik kazandırım.
Today I want to share a bag that I'de sewn previously. With this bag I utilized my fabric left overs. Because I utilized my left overs I was very pleased. I have so many little pieces of left over fabric so I hope that I will be able to give them all an identity in the following days.
5 Mayıs 2013 Pazar
Bremen dönüşü - Back from Bremen
Bremen seyahatimizden bedenen dönmüş olsak ta benim aklım kaldı oralarda... Bir hafta ne hızlı geçti yine... Bu benim Almanya'ya ilk gidişim, 10 yaşlarımdaki gidişimi saymazsak. Bremen sevimli, temiz, kalabalık olmayan, huzurlu bir şehir. O kadar az araba var ki ortalıkta, herkes gideceği yere bisiklet yada tramvayla gidiyor. Küçücük bebekler bile pedalsız bisikletlerle geziniyor... Şehrin her tarafında bisiklet yolları mevcut ve ne arabalar, nede yayalar bisiklet yollarına taciz etmiyor... Binaların güzelliklerini anlatamam, çoğu tarihi ama pırıl pırıl korunmuş... Hava ilk gittiğimizde buz gibiydi, tabii biz incecik kıyafetlerle gitmişiz, lahana gibi kat kat giyinmek zorunda kaldık. Bir tek oğlum akıllı davranmış ve kışlık montuyla gelmişti, o rahat etti ilk baştaki soğuklarda, fakat hafta ortasından itibaren hava ısınarak bize de biraz huzur verdi...
Bremen'li bir hanım, Bremen'e bir kez gelen kişi kendini tekrar gelmekten alıkoyamazmış dedi ve bu da bana ben bebekken annemle Bremen'e geldiğimizi hatırlattı. O yüzden sanırım bu teori kendini ispat etti ve ben tekrar oraya gideceğim...
Although my body returned back from our Bremen trip my mind is still there... One week has passed so quickly again... This was my first trip to Germany, if we don't take into account my visit when I was 10'ish. Bremen was a nice, clean, uncrowded, pleasant town. There were so few cars around, everybody was using the tram or their bicycles to get around the city. Even little babies were wandering around in their little bikes that had no pedals... There were bike roads all round the city and neither the cars nor the pedestrians abused them in any way... The buildings were gorgeous, most of them historic but preserved beautifully... The weather was ice cold when we first went there and of course we had only very thin clothes with us so we had to wear many layers of clothing on us. It was only my son who was clever enough to bring his winter jacket so he was confortable with the cold but the weather got warmer starting from the middle of the week to give us a break...
A lady from Bremen said that once you go to Bremen you can't stop yourself from coming back again and that reminded me that I'de gone to Bremen with my mum when I was a baby. So I guess the theory is proven now and I will go there again...
Neler mi yaptık?
So what did we do?
Bremen'li bir hanım, Bremen'e bir kez gelen kişi kendini tekrar gelmekten alıkoyamazmış dedi ve bu da bana ben bebekken annemle Bremen'e geldiğimizi hatırlattı. O yüzden sanırım bu teori kendini ispat etti ve ben tekrar oraya gideceğim...
Although my body returned back from our Bremen trip my mind is still there... One week has passed so quickly again... This was my first trip to Germany, if we don't take into account my visit when I was 10'ish. Bremen was a nice, clean, uncrowded, pleasant town. There were so few cars around, everybody was using the tram or their bicycles to get around the city. Even little babies were wandering around in their little bikes that had no pedals... There were bike roads all round the city and neither the cars nor the pedestrians abused them in any way... The buildings were gorgeous, most of them historic but preserved beautifully... The weather was ice cold when we first went there and of course we had only very thin clothes with us so we had to wear many layers of clothing on us. It was only my son who was clever enough to bring his winter jacket so he was confortable with the cold but the weather got warmer starting from the middle of the week to give us a break...
A lady from Bremen said that once you go to Bremen you can't stop yourself from coming back again and that reminded me that I'de gone to Bremen with my mum when I was a baby. So I guess the theory is proven now and I will go there again...
Neler mi yaptık?
So what did we do?
Mızıkacıları ziyaret ettik...
We visited the musicians...
Bremen şehir meydanı...
Bremen town center...
Eski şehir Schnoor
Old town Schnoor...
Hamburg'a gittik...
We went to Hamburg...
Bremerhaven'a gittik..
We went to Bremerhaven...
1 Mayıs kutlamalarına katıldık..
We joined 1 May celebrations...
Bulduğumuz herşeyi yedik ve içtik...
We ate and drank everything that came up our way...
Ve birlikte olmaktan çoook mutlu olduk...
And we were happy together...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)