20 Eylül 2013 Cuma

Ayrılık hüznü- Separation blues

Dün oğlumu İstanbul da ki yaşamına yolcu ettim sabahın erken saatlerinde... Ayrılık hüznü mü, uykusuzluk mu (gece de çok uyumamıştım) bütün günüm bir umutsuzluk, mutsuzluk, endişe içinde geçti. Kendimi oyalamak için çabaladıysam da keyif almayı başaramadım bir türlü... Ne zor bir şeymiş insanın çocuğundan ayrılması. Oysaki, Türk insanına aykırı gelse de, tüm hayatım boyunca "çocuklar üniversiteyi ailelerinden farklı bir yerde okumalı, bu onların gelişimi açısından çok önemli bir adım" demiştim. Oğlum da 18 yıl bunu dinledi benden... Ama o zaman gelince istedim ki gitmesin, kalsın... O kadar güçlü bir şekilde yıllardır savunduğum argümanın arkasında duramadım... Kalması için rüşvet bile teklif ettim yarım yamalak ta olsa geçen sene... Neyse ki o benden akıllı çıktı ve yıllar itibariyle zihnine kazıdığım doğrunun kendisi için en doğru olacağına karar verdi  (ki tamamen katılıyorum), sonuçta bana da bunu (kendi doğrumu) kabullenmek düştü... Ama insan her şeye alışıyor, geçen sene gittiğinde günlerce depresif bir ruh haline bürünmüştüm. Bu yıl, bir günde atlattım ilk ayrılık anı depresyonumu...

Dün ise kendimi oylamak için internetten alışveriş yaptım, dikiş diktim, güzel fotoğraf çekme denemeleri yaptım, bulduğum her makaleyi okudum ( Ayşe Arman'ın Sivas katliamında 2 evladı ölen Hüsne Kaya ile yaptığı röportajı da okudum.. çok acı... içimin acısı tavan yaptı), geceyi çokta anlamlı olmayan bir filmi seyredip salya sümük ağlayarak noktaladım. Bugün... iyiyim...

İşte güzel fotoğraf çekme denememden bir örnek... Bu çantayı tatil öncesi yapmıştım ama resimlerini beğenmediğim için paylaşmamıştım....

Yesterday, early in the morning I saw my son of to his life in İstanbul... My whole day passed in despair, misery, worry either because of separation blues or sleeplessness (I couldn't sleep the night). Although I tried to amuse my self I couldn't enjoy anything.... I Realized that it is very hard to seperate from your child. Whereas although it isn't the Turkish way at all I'de always said that "children should go to university in different places then their families as this is a very important step in their development". My son listened this from me for 18 years. But when the time came, I wanted him to stay... I couldn't stand up for my argument that I'de been defending for years... Last year I even kind of bribed him to stay... Well in the end he turned out to be clever then I am and decided that his departure would be the best for him (I totally agree) and I had no chance other then accepting this... But we get used to everything, last year when he went, I was in a depressive state for days, this year I got over my separation blues in a day...

Yesterday in order to amuse myself I did some internet shopping, did some sewing, tried to take some good photography , read many articles (I read Ayşe Arman's interview  with Hüsne Kaya who's two child was killed in the Sivas slaughter... very sad... my pain inside was of the roof), I ended the night by weeping at a not so significant movie. Today... I'm fine...

This is an example of my photo taking trials... I'de made this bag before the holidays but didn't share it here as I didn't like the pictures that I'de taken...








www.yourjourneytofullfillment.com

"Kıyıdan uzaklaşmayı göze alamayanlar yeni okyanusları keşfedemezler"


Andre Gide

14 yorum:

  1. İnsaallah oglunuz İstanbul da cok guzel zaman gecirir.Benim de kuz kardesim yarin Eskisehire gidiyor.Ayni sebepten.Guzel.bir gelecekleri olur insallah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepsinin gelecekleri güzel, yolları açık, bütün ayrılıklar böylesi anlamlı güzellikler için olsun. Başka ne dileyebilir ki insan? Sevgiler...

      Sil
  2. Adına " Anne " denen canlı türü bu işte.
    Aklıyla yüreği arasında sıkışıp kalır.
    Gece gündüzün savaşı gibi beyninde kaynaşıp durur bunlar...
    Hepimiz aynı yoldan mı geçtik ne?

    Evlatlarımızın yolu açık,şansı bol olsun!
    Çantanın da ,fotoğrafların da hakkını yememek lazım.Her şey çok güzel,elleine sağlık!
    Sevgiler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Adına Anne dene bu canlı türü"... bayıldım bu tanımına. Öyle veya böyle herkes aynı yollardan geçiyor, geçile geçile bu yollara da alışılıyor zamanla çok şükür.
      Fotoğraflarımı ben hala bir türlü beğenemiyorum, hayalimdekini yansıtamıyorum bir türlü. Bu sene becerebilirsem bir kursa gitmek var aklımda.
      Desteğin için teşekkürler... Sevgiler...

      Sil
  3. Allah kavuştursun Nilüfer'ciğim duygularını çok iyi anlıyorum bende dört senedir oğlumdan ayrıyım her gidişinde günlerce kendime gelemiyorum.
    Çanta her zamanki gibi çok güzel ellerine sağlık.
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehtapcığım, farklı insanlar olsak ta yüreğimiz oğullarımızla-çocuklarımızla ilgili aynı atıyor, belli... Sevgiler...

      Sil
  4. özledim yazılarını...bir anne olmadığım için kısmi olarak anlayabiliyorum seni...ama çocukların birey olma yollarında ebeveynlerinden ayrı kalmaları fikrine tamamen katılıyorum..ve biliyorum ki,bir fikri doğru bulmakla onu hayatına adapte etmek arasında büyük bir fark vardır...ana şunu da biliyorum ki,sen bu süreci kendi lehine çevirebilecek yeteneklere de sahipsin..çantalarındaki dikiş kalitesi zaten ortada(bu yaz en favori çantalarımdan biriydi seninki,gören herkes bayıldı) eh bi de fotoğraflarınla da desteklemeye başlamışsın..daha ne olsun..bize de hayranlıkla seyretmek düşer:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen yine iyisin, ben olsam hiç anlamazdım sanırım, ne var bunda derdim...Şimdi biliyorum ,birey olmaları için anne babanım her şeyi göze almaları gerekiyor, ayrılığı bile... kuşlarda öyle değil mi? yavrularına uçmayı öğretiyor sonra hayatlarından çıkıp gidiyor... Ben de uçmayı öğretiyorum oğluma... Şanslıyım, bu yaşına kadar öğretme imkanım oldu... (bugün 12 yaşındaki kızını anlamsız bir trafik kazası sebebiyle bırakmak zorunda olan bir arkadaşımın haberini duydum) Doğrusu bu olsa da insan anneler zorlanıyor bunda... Güzel arkadaşım, çok mutlu ol emi... Çantanın sende olması da bu dileğim dendir...

      Sil
  5. Hayatının en güzel yıllarını yaşamaya başlamak üzere Nilüfer hanımcım, sizce de öyle değil mi ? :)Böyle düşününce içinizin acısı biraz diner belki diye yazdım..Hadi siz de o bahsettiğiniz fotoğraf kursu gibi bir güzellik katın hayatınıza , herkes mutlu olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki de hayatının en güzel yılları olacak bunlar...Bilmez miyim? Bunu bilmek zaten insana huzur veriyor, yoksa insanın canından bir parça olandan ayrılması çekilmez olurdu... Benimki aslında mutluluk ile karışmış bir hüzün...

      Sil
  6. son sözü tuttum.güle güle kavuşun.23 yıldır gurbeti yaşayan ve sevdiklerinden ayrı olan biri olarak tam anlamasamda yakın hissediyorum.ama biliyorum ki çocuklarımda bir gün gidecekler.hep öteliyorum o düşünceyi.ama sonuçta okyanusları keşfetmeye gitti.kendini bulmaya yönünü belirlemeye.en güzel macerası olacak belkide.kimbilir.yeterki mutlu ve sağlıklı olsun değil mi?
    çanta kesinlikle enfes olmuş.kırmızı astar inanılmaz yakışmış.ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklar büyüyecek ve gidecek. Biz anneler önce üzülüp sonra alışacağız bu duruma, aynen kendi annelerimizin alıştığı gibi. Bütün gidişleri mutlu ve sağlıklı olsun, güzel gidişler aslında bunlar... Çanta yorumu için teşekkürler... Sevgiler...

      Sil
  7. ne iyi etmişim de bulmuşum sizi ben. hem de tamamen tesadüfen. çok keyifli ve aynı zamanda eğlenceli paylaşımlarınız var, tebrik ediyorum. ellerinize yüreğinize sağlık. bu arada çok üzüldüm acı kaybınız için başınız saolsun...
    sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldiniz, güzel yorumunuz için de kocaman teşekkürler. İnsan isyan ediyor ama isyan etsen de etmesen de sırası gelen gidiyor sanırım... Sevgiler...

      Sil