31 Mart 2012 Cumartesi

Romantik çanta- Romatic bag

Bugün bütün günüm koşturmaca içerisinde geçti. Sabah uyanıp bütün İstanbul'a götürme olasılığım olan kıyafetlerimi ortalığa yaymış, bu yayıntının etrafında salınırken oğlum arayıp "anne, üniversite sınavında göstereceğim nüfus cüzdanındaki fotoğrafım son 6 ay içerisinde çekilmiş olmalıymış, ne yapacağız?" dedi. Tabii bir panik evden çıktım, oğlumu aldım, fotoğraf çektirmişti zaten, doğru nüfus dairesine... Henüz 18 ini doldurmadığı için ben olmadan kendisi alamıyormuş ama 10 dakikada hallettiler işimizi. Tabii benim eve gelmem yinede 1 saatimi aldı. Aklıma gelen her şeyi bavula tıktım ve evden fırladım otobüse yetişmek için. Sabah kalkan otobüste yer bulamadığım için 1:30 otobüsüne yer almıştım. Her işte varmış bir hayır...Yoksa ben gitmiş olsam eşimi nasıl bulur, toplantıdan çıkarırdı bilemiyorum. 
Bugünkü paylaşımım bu çanta olacak. Bu kumaşı ben pek sevdim, birde çanta yapayım dedim. Bana çok romantik, çok saf geldi bu kumaş. Aslında normalde daha soluk bir rengi var ama nedense resimde pek canlı çıkmış.

All day today was a rush for me. In the morning I woke up and scattered around all the cloths that I might take to İstanbul with me and while I was strolling in between them my son called and said, "Mum, I've just learned that I need to have a recent photo on my ID for entering the university exam on Sunday, what are we going to do?" Of cource I rushed out of the house in panic, took my son, he had already had his photo taken and we directly took off to the civil registry office... As he has not turned 18 yet, he was not allowed to do this on his own but somehow they had it ready in 10 minutes. Me returning back home was in an hour. I packed everything that came to my mind in the suitcase so that I still can catch the bus. I had bought a bus ticket for 1:30 as all the morning buses were full. We were lucky as, if I were gone, how would he ever be able to find my husband and take him out of his important meeting. 
Todays sharing will be this bag. I loved this fabric a lot so I thought I would make a bag out of it. This fabric seems very romantic and naive to me. Actually the color of the fabric is paler but in the photo it seems very bright.







30 Mart 2012 Cuma

Tilda melek çekilişi - Tilda angel draw

Yarın İstanbul'a NLP kursu çevirisine gidiyorum. Her işimi en son ana bıraktığım için bugün bütün gün koşturdum. Hala bavulumu toplamadım ama bir çantamı daha fotoğraflamayı başardım (dün bitirdiğim)... Önümüzdeki günlerde paylaşacağım.
İki gün önceki yazımda Tilda bebekleri yazmıştım ya, bunlara benim gibi bayılanlara duyurulur, bu blogda Tilda melek hediye çekilişi var. Son katılım 17 Nisan imiş, kaçırmayın. Sizinle Pinterestten yeni Tilda bebekler paylaşıyorum, ama bu çekilişte çıkacak Tildayı özellikle paylaşmıyorum, çünkü girip kendiniz bakın istiyorum. Hatta buna bakmışken bu blog taki diğer Tilda lara da bakmayı ihmal etmeyin bence...

Tomorrow I will be going to İstanbul to translate an NLP training. As like always, I left all the things I need to do to the last moment so I was running around all day to do them. I still haven't packed my suitcase but I managed to take the picture of one of my bags (the one I finished yesterday)... I will share it in the following days. 
  I wrote about Tilda dolls in my post 2 days ago and I have an announcement for those who love them like I do. There is a Tilda draw in this blog. The last entry date is 17 April, don't miss it. Now I'm sharing new Tilda's from Pinterest but especially I'm not going to share the Tilda that is the prize in this draw as I want you to go and see it for yourself. My opinion is that you shouldn't miss the other Tilda's in this blog, while looking for the draw prize Tilda. 






















Source: mamycel.pl via Nilüfer on Pinterest
Source: flickr.com via Nilüfer on Pinterest

29 Mart 2012 Perşembe

Bahar geldi - Spring has come

Saatler yaz saatine alındı, günler uzuyor, hava son bir kaç gün kadar hafiften ısınınca ben bahar geldi - yaz geldi coşkusu içindeydim ki bu sabah kar yağdı hafiften, akşamda oğlumla arkadaşını dershaneden alıp eve dönerken kar-dolu arası bir şey yağarak yolları beyazlaştırdı. Ankara da hava böyle bir seyir göstermeye devam ederse insanlar bahçelerinde köpek yerine penguen besleyecekler zannımca. Penguenlere hiç bir itirazım yok, hatta çok ta güzel olurdu ortalık o sevimli yaratıklarla dolsa, amaa artık havalara itirazım var... Neyse moralimi yüksek tutayım, bu ilk bahar-yaz hisli peçeteler ile yaptığım ahşap kutuları paylaşayım.

The time has been shifted to summer time settings, days are getting longer and when the weather was a liitle bit warm for the last couple of days I was in a exhilarated state because of the arrival of spring-summer, but this morning snow sprinkled a little and in the evening when I was returning home with my son and his friend something in between snow and hail covered the roads in white. I think, if the weather conditions of Ankara continue like thi,s people will have penguens instead of dogs in their gardans. I have no objection against penguens and I even think it would be nice to have loads of those nice creatures around us, but I do object at the weather... Anyhow, I want to keep my sprits high and share these boxes that I made with napkins that carry a spring-summer feeling.








28 Mart 2012 Çarşamba

Tilda bebek - Tilda doll

Takıldım bu Tilda bebeklere. İnternette gezince o kadar çok çeşit var ki. Nasıl zevkli, nasıl güzeller. Sonunda bende dayanamayıp bunlardan yapacağım galiba. Bu aşağıdaki bi kaç örneği ben Pinterest ten buraya aldım ama orijinal kaynak http://www.flickriver.com/groups/favouritetilda/pool/ ve çok çeşit var. Eğer ki sizde seviyorsanız bu bebekleri bakmanızı tavsiye ederim.

I'm obsessed with these Tilda dolls. When one strolls the internet there are so many of them. Thet are so tastefull so beautifull. I think in the end In the end I'm going to give in and start making them also. I took these examples from Pinterest but the orijinal source is http://www.flickriver.com/groups/favouritetilda/pool/ and there's a good variety of them. If you like these dolls also I would advise you to have a look.



27 Mart 2012 Salı

iPad çantası - iPad case

Nükhet arkadaşım o kadar ısrarla bana iPad kılıfı yap diyor ki. En son Cumartesi yine beraberdik ve o yine iPad kılıfı deyince ısrarla, bende yapayım bari dedim. Benim iPad'im yok, dolayısıyla bir iPad kılıfında insanın beklentisi ne olabilir, hiç bir fikrimde yok. Arkadaşım bana bir hafta sonu iPad ini getirecekti ve ben ona göre yapacaktım bir şey, buna karar vermiştik ama aklıma geleni hemen yapmam gerektiğini (Sabırsızlık, sanırım bunun tanımı) ikimizde atladık. Sabah uyandım, "iPad kılıfı yapmalıyım, hemde hemen" duygusuyla. İnternet'ten bulduğum ölçülerle diktim bu kılıfı. Birde iPad çantası nasıl olurmuşu anlamak için İnternet teki resimlere baktım. Hep böyle daracık, minicik kılıflar var.
Yahuu bu aletin şarj kablosu, kulaklığı, yok mu??? Varsa, kimse taşımaz mı yanında???

My friend Nukhet is insisting that I should sew an iPad case. We were together with her again on Saturday and when she repeated her wish about the case, I thought I might make one. I don't own a iPad so I have no idea what one would expect from a iPad case. My friend was supposed to bring me her iPad in the weekend and I would do something accordingly. That was the decision but we both missed out that I immediately need to do the thing that comes to my mind (I think the definition for this is impatience). I woke up in the morning with the feeling "I need to make an ipad case, urgently". I sew this case with the dimensions that I found from the internet. Plus I had a look at the cases on the net to have a basic understanding of what it is. All of them are narrow and tiny cases. 
Doesn't this thing have a charge cable, headphones??? If it does, doesn't anybody carry them together with the equipment???





26 Mart 2012 Pazartesi

Çiçekli çanta-Bag with flowers

Saatlerin değişmesi benim için önemli bir zamandır. Daha önce bir yazımda bahsetmiştim sanırım, bir arkadaşımla birbirimizi tebrik bile ederiz bu gün geldiğinde. Dün akşam birlikteydik, bolca sevindik bu işe. Saatlerin ileri alınması ile Haziran 21 arasındaki zaman dilimi hep bende umut, mutluluk, güven gibi güzel hisler oluşturmuştur. Sonra günler kısalmaya başlar, ilk hüzün çöker hafiften üstüme. Saatlerde geri alındığında, birkaç gün karamsar olur, sonra atlatırım elbette. Havaların ısınmasıyla dün ilk kez bahçede oturduk komşularımla. Bu yaptığım çantamı da hala soğuğun etkilerinden henüz sıyrılamamış, kendine gelememiş bir bahçede resimledim dolayısıyla.

The DST change is an important time for me. I think I mentioned it in one of my posts, with one of my friends we even congradulate each other when that time comes. We were together last night and were happy and merry about this fact. The period between the times moving forward and June 21 has always had a hope, happiness, trust affect on me. Then the days start to shorten, the first sorrow... When they change the times backwards I feel low a couple of days but of course I get over it. As the temprature has increased yesterday we sat in the garden with my neighbours yesterday. And therefore I pictured this bag in a garden that has not been able to overcome the effects of the cold weather yet.
ön-front


arka-back


25 Mart 2012 Pazar

Bozuk para cüzdanı - Coin purse

Annemin cüzdanından esinlenerek yaptığım bir bozuk para cüzdanı.  Bu cüzdanı çok sevdim çünkü bir haznenin içinde bozuk aramana gerek kalmıyor, cüzdanı devirdiğinde bütün bozukluklar öne tarafa geliyor, kenarları dolayısıyla düşmüyor, sonra geri devirdiğinde hoop  geri yerine gidiyor. Pratik, çok pratik... Bu ilk deneme, daha iyi olma ihtimali var. Ama denedim, işlevselliği orijinali gibi...

This is a coin purse and I was inspired to do this because of my mum's purse. I loved this purse because you don't need to fish for coins in a closed space, when you tilt the purse all the coins come to the front and because of the edges they don't fall out. And when you tilt the purse back, all coins go back to their place. It's practical, very practical... this is my first trial, it could be better. But I was experiencing, the functioning is like the orijinal...


Kapalı hali - Closed state

Açık hali - Open state


24 Mart 2012 Cumartesi

Ayşenur Yazıcı makyaz atölyesi

Bir arkadaşım  (Nova yaşam) Ayşenur Yazıcı ile Atölye çalışmaları düzenliyor. Hiç katılmayı başaramadım bu organizasyonlara (bu kezde katılamayacağım, NLP kursu çevirisinde olacağım) ama geçmişte tesadüfen böyle bir organizasyonun olduğu bir gün o arkadaşımı ziyarete gitmiştim, salon doldu, taştı...habersiz gelenler etkinliğe katılamadı. Ben pek makyaj yapmayan, yaptığı zaman ise bundan huylanan birisiyim. Benim gençliğimde bizim evdeki sahne hep şöyle olmuştu, annem makyaj malzemeleri ile gelir, bana uygulamaya çalışır, ben reddederim, annemse "noolur bari azıcık şundan sür" derdi.  Genelde insanlarda algıladığım "kalıp gibi makyajları" sevmiyorum ben. O yüzden makyaj kavramına gıcığım belkide. Ama bazen makyajsız olduğunu düşündüğüm (ve bir şekilde beğendiğim) birinin aslında makyajlı olduğunu öğrendiğimde, işte bu kavramı beğeniyorum. Yani makyaj, hiç yapılmamış gibi doğal duruyorsa, bence güzel oluyor. Ben tabii ki bunun nasıl yapıldığını bilmediğim için böyle yapmayı da beceremiyorum. Makyajla ilgili yorumum budur, bütün bunları yazmama vesile olan şey ise 31 Mart - 1 Nisan tarihlerinde Ankara da yine böyle bir organizasyon düzenlenmiş olmasıdır. İlgilenenler olursa buradan detayları görebilirler.
Tarih: 31 Mart-1 Nisan
Yer: Ankara



23 Mart 2012 Cuma

Çanta - Bag

Bugün paylaşacağım çanta aslında dün yaptığım Laptop çantasının bir parçasıydı fakat o kadar kalabalık ve yoğun oldu ki beraberlikleri, sökmek zorunda kaldım. Hal böyle olunca kendine has bir kişilik kazandırma kararıyla bu çantayı yaptım. Biraz büyük bir çanta oldu ama at içine eline ne geçerse... İçindede, yan taraflarda  üç tane üst tarafı lastikli (Dolayısıyla koyduğunuz şey düşmez) göz + tam ortasında da düzenleyici gözleri var. Foto da  anlaşılsın diye bu gözlere de elime geçenleri koydum. (1 metre çapımda sadece cüzdanlarım olduğu için içindekiler de onlar.) Ayrıca çanta fermuar ile tam olarak kapanıyor. Fermuarının ucunda da, çekmesi kolay olsun diye bir ip ve süsü var.

The bag I'm going to share today was a part of the laptop bag that I shared yesterday. But their togetherness turned out to be so crowded and dense that I had to unstich them apart. As the situation turned out to be like this, with the decision to give it a unique identity I made this bag. It turned out to be a biggish bag but you can put inside whatever you have. Inside, it has three sections on the sides with an elastic on top (so whatever you put inside them will not fall out) +  an organizer section in the middle. I put inside of them everything that I could find around me so that it is visible in the picture. (As in my 1 meter diameter I only had my wallets, they are the things that are inside) . Apart from that the bag can be zipped closed. On the zip hand it has a cord and a ornament so that it is convinient to open & close. 


3 adet lastikli göz ve organizatör göz -  3 sections with elastic and a organzer section 

Fermuar kordonu ve süsü - Zipper cord and it's ornament

Büyüklük algısı için- For size perception


22 Mart 2012 Perşembe

Gri çiçekli cüzdan - Grey wallet with flowers.

Bugün canım çok sıkkın, kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Dün gece de uyumadım, o da muhtemelen keyifsizliğimi derinleştiriyor. Pek bir şey yüzümü güldürecek gibi değildi taa ki blogumdaki gelen yorumları farkedene kadar. "turkuazft" çoook sayıda şahane yorum bırakarak bugün yüzümde ufak ta olsa bir gülümseme oluşmasına vesile oldu. Sana ve yorum bırakan herkese sonsuz teşekkürler.
Sizinle daha önce başladığım ve bugün bitirdiğim yeni cüzdanımı paylamak isterim bugün. Bana hoş göründü, bakalım siz ne düşüneceksiniz... Bu gri kumaşın, rengi, dokusu bana çok hoş görünüyor, ama ne var ki bu kumaş ütü sevmiyor hiç. O kadar çok ütülemeye çalıştım ki. Başaramayınca vazgeçtim ve o hafif kırışık görüntüyü sevmeye karar verdim, sevdim de sanırım...

Today I feel very depressed, I don't feel well at all. Yesterday night I could not sleep and that is probably deepening my unhappyness. My face was not in a smiling mode untill I realized the comments that I had recieved in my blog.  By leaving a lot of nice comments "turkuazft" managed to make me smile a bit. I thank you and everybody else for their comments.
Today I want to share a wallet that I started some time ago and only managed to finish today. I feel it to be nice, what you'll think we'll see... I find the color and texture of this grey fabric charming but the thing is that this fabric doesn't like to be ironed at all. I tried the iron it a lot. In the end when I couldn't succeed I decided to love this wrinkled look, I suppose I did.






Porselen tek boynuzlu at - Porcelain Unicorn

Nedense Nazi filmleri beni hep çeker kendine, hep etkilenir, hep üzülür hep te üzülmeme rağmen kendimi alamam seyretmekten. Üniversite yıllarımda seyrettiğim "Sofinin seçimi" filmi hala rüyalarıma bile girerek benim panik içinde uyanmama sebep olur. Yıllar geçti, hiç unutamadım o sahneyi, o "seçimi"... Bu aşağıdaki kısa film bir arkadaşımdan email ile geldi, bir kısa film yarışmasının birincisi...

I don't know why but the Natzi movies have always attracted me, altough I'm always touched, always saddened about them, I still can't stop myself from watching them. The movie "Sophies choise" that I had watched in my university years, still can enter my dreams and make me wake up in a panic. Years have gone by, but I still could not forget that movie, that "choise"... The movie below was sent to me from a friend by email and it's the winner of a short movie competition.




http://www.porcelainunicorn.com/

21 Mart 2012 Çarşamba

Laptop çantası2- Laptop bag2

Üçüncü gün oldu, sonunda bitirebildim çantamı. Aslında çok az işi kalmıştı ama bugün oldukça geç bir saatte indim aşağıya. Veee sonunda bitti. Bu çantayı kendime yaptım. Bilgisayarımı alırken pek çirkin bir çanta da almıştım beraberinde. Çirkin ama kullanışlı. Kullanışlı olduğu ve güzel bir çanta aramaya üşendiğim için razı olmuştum. Artık bugün itibariyle kurtuldum o sevimsiz çantadan. Yalnız nedense ölçü almama rağmen gereğinden fazla büyük oldu. Sanırım laptop umla masa üstü gibi diye dalga geçe geçe, sonunda zihnim inandı onun bir masa üstü olduğuna. Ama olsun ben kalabalık gezen biriyim, nasılsa doldurur biraz zaman geçince bir de üstüne yer darlığı çeker, keşke daha da büyük yapsaydım derim.

It's the third day and I finally could finish my bag. Actually it had little work left to be done but today I went downstairs rather late.. Anndd, it's finished in the end. I made this bag for myself. When I bought my laptop I had bought a rather horrible bag with.it. Ugly but handy. I had accepted it as it was handy and I was too lazy to search for a nice bag. But, as of today I freed myself of this obnoxious bag. But although I took the measurments it turned out to be excessive. I guess, I was kidding about my laptop saying it is like a desk top and in the end my mind believed that it was a desk top. But it's ok, I'm a person who likes to go around with a crowd. I will find a way to fill it up and as time passes I will even suffer a shortfall and wish I had made it bigger.










20 Mart 2012 Salı

Tığ işim - My crochet work

İki gündür bir tane çanta yapmak için uğraşıyorum. Devamlı fikrimi değiştirdiğim için habire dikip söküyorum, tabii ki bitmiyor, bitemiyor hal böyle olunca...
Günün birinde ablam (eşimin ablası) elinde renkli yünler ve bir tığ ile bir şeyler yapıyordu. Çocukluğumda yapmıştım aslında tığ işi ama beni çok açmamıştı, çünkü herkes banyo lifi yapıyordu ve benimde aklıma yapılası başka bir şey gelmiyordu. Banyo lifi yapmaktan hiç haz almayacağım için bende tığ ile olan ilgimi kesmiştim. O gün ablamın elinde renkli yünlerle bir şey yaptığını görünce birden öğrenesim geldi. Oturdum yanına "bana göster, nasıl yapıyorsun bunu " dedim. O da bana gösterdi... Ertesi gün hemen koşulur, sevdiğim renklerden birkaç yumak yün alınır (ama kalın-kim uğraşsın ince ince), birde yanına tığ, hemen eve gelinir ve akşamdan aklımda kalanı unutmadan oturulur ve "tığ örmeyi öğrenilir"... Aslında ben mi öğrendim tığ işi yapmayı, tığ işimi benden öğrendi uydurularak bir şeyler yapılabileceğini, bilmem... Ama uğraşlarım sonunda aynı kareden birkaç tane yapmayı başarınca bana bir heves geldi, gidip yünlerin devamını alarak oturdum ve bir haftanın sonunda aşağıdaki örtü ortaya çıktı. 

I've been struggling for two days for one bag. As I'm continiously changing my idea, I'm repeatedly sewing, un-sewing, of course it's not finished, it can't be finished when things are like this.
One day my sister in law was doing something with colorfull wool and a hooked needle. As a child I had done crochet work but it wasn't something for me, as everybody was making some bath soaper and nothing else that was nice was comming to my mind. As I wouldn't get any pleasure in making the soapers I finished my relationship with crocheting. That day when I saw my sister in law with all the colorful wool I had an instant urge to learn. I sat by her and said "Show me, how do you do it". She did... Next morning you run and by some of the favourite colors of wool (thick though, who's going to bother with thin wool?) and a hooked needle to go with it, run back home, sit down and before you forget what you have left in your mind from the lesson last evening "learn how to do crochet work".... Really I do not know if I was the one who learned to do crochet, or was it crochet who learned that things can be made this naff... But after a lot of efort when I gained the ablility to do a couple of the same square, I was eager to do more, so I went out to get a lot more of the wool, and by the end of the week I had this blanket.


17 Mart 2012 Cumartesi

Laptop çantası - Laptop case

Biz her ay bir kere kızlar gecesi yaparız. Bu sene çok aksattık bu geceleri. Cumartesi gecesi yemekteyken bu çarşamba bir kızlar gecesi yapmaya karar verdik ve kocaları ve biricik yavrularımızı (yavruların en küçüğü de 8.sınıfta) kendi kaderleriyle baş başa bırakarak keyif içinde yöneldik bu birlikteliğimize. Türlü konuları mütalaa ettikten sonra konu benim "eserlerime" geldi. Arkadaşlarımdan biri - Nükhet - "Cüzdanların güzel ama keşke ipod veya laptop çantası yapsan" yorumunda bulundu. O ısrar ettikçe ben yerlere yapıştım, bunu yapmamın mümkün olmadığını anlatmak için. Dedim ki "Laptop taşıyan çanta sağlam olmalı, ben sağlayamam o güvenilirlikte bir sağlamlık". Ama içime şeytan girmişti bir kere... Sabah uyandım, "Evet, evet yapabilirim" duygusuyla ve başladım dikmeye... Sonuç aşağıdaki resimlerde ve bu çanta benim dizüstü bilgisayarımı bile güven içinde taşıyabiliyor...bu önemli bir kavram, çünkü benim dizüstüm biraz daha büyüyünce dizüstünden masa üstü bilgisayara terfi edebilecek modda....eski olduğu için şimdikilerden büyük ve ağır. Analı- Kızlı kavramının "Analı" kısmı bu çanta...BU arada hafta sonu aile yemeği  olmayacakmış... Bugün eşim basın açıklaması yaptı...

İçimdeki şeyten - The devil inside
We go out on a girls night once every month. This year we hindered this a lot. This Saturday when we were out dinning we decided to do a girls night on wednesday so we deserted our husbands and our beloved youngsters (the youngest youngster is in the 8th grade by the way) to their own destinies and headed to our togetherness. After scrutinizing various subjects, the subject landed on my "creations". One of my friends - Nükhet- had a comment  "your wallets are very nice, but I wish you would make same ipod or laptop cases". As she insisted on this, I was groveling on the ground to tell her that, making this is not possible. I told her " a laptop case should be solid, I would not be able to provide a solidness that reliable". But the devil was inside of me... I woke up in the morning, with the feeling of "Yes, yes I can do it" I started sewing one... The result is in the pictures below and it can even carry my laptap reliably... This is an important concept as my laptop is in a state that it may one day turn into a desk top if it grows a little bit more... As it's old, it's bigger and heavier then the ones sold in these days. It's the mum part of the mum & daughter concept... By the way, today I learned that the family dinner would not happen this weekend... Today my husband made a press release on the subject...
Biz Kızlar (Cumartesi gecesinden bir foto) -  Us girls (Photo from saturday night)




Analı kızlı - Mum & daughter

16 Mart 2012 Cuma

Düzeltme - Correction

Bugün arkadaşlarım yine atölye toplantısı yapmaya karar vermişler kalan yarım işlerini tamamlamak için, bende yanlarına gidecektim çünkü annemim doktor randevusu (kırık kolu için genelde hafta da yada 10 günde bir gidiyoruz)  dün akşam itibariyle hastane tarafından Pazartesiye kaydırılmıştı. Sabah saat dokuzda annem bir panik aradı, "bizim randevuyu yine bugüne almışlar hemen gitmemiz lazım" diye. Hastaneye gittik oradan da hadi bir Kızılay yapalım dedik. Kızılaya ben çok nadiren gidiyorum. Çok uzak geliyor, birde park yeri bulma sorunu eklenince hep erteliyorum Kızılaya gidişimi. İşim olursada hep annem hallediyor. Onun için Kızılay hep "X almaya Kızılaya gidip, hemen dönücem" şeklinde, ve hakikatende gider X'i alır ve döner, küçücük, çokta önemi olmayan birşey için hiç üşenmez gitmeye...
 Dönüşte uğradım kızların yanına. Blogumda okumuşlar, hamur tarifini yanlış yapmışım... hemen düzeltme hakkımı kullanarak düzeltiyorum. Mısır nişastası değil, buğday nişastasıymış kullanılan malzeme. Birde Hüsniyenin kutusunu biraz daha süslemişler, onunda resimleri aşağıda...

Today my friends decided to do a workshop meeting again in order to comlete their unfinished work. I was supposed to go there also as my mum's doctor appointment (we go once a week or once every 10 days for her broken arm) was shifted to Monday. At nine in the morning my mum called in panic saying "they took back our appointment to today, so we need to go now". We went to the hospital and afterwards decided to go to Kızılay. I seldom go to Kızılay. I find it very long distance and with the parking problem I always delay my Kızılay goings. If I have things to do there, my mum does it for me. For her its like "I will go to Kızılay to buy X", and she does go there just to buy that X, She is never lazy to go for a small and unsignificant thing...
On my return I popped in to see the girls. They have read it in my blog, I have have made a mistake in the dough recipe. I'm correcting it now. It's not corn starch that you need to use, it's wheat starch. And they decorated Hüsniyes box a little bit more, the pictures are below...


Saç kurdelesi, boncuk gözler, soldaki kızın buynuna bir süs eklenmiş, ayakkabı bağcıklarını unutmuşlar getirmeyi.
Hair ribbon, beads for eyes, the girl on the left has a decoration on her neck, they forgot the shoe laces.

Bu da yandan görünümü. Resim çok kötü çıkmış, o görünen beyaz şey dantel aslında...
And this is the side view. The picture is awfull, the white thing that is you see is actually lace...

Günün projesi - The project of the day



Önceki yazımda bahsettiğim kutu bu. Hüsniyenin yeğeni çok sevinecek bu şirin kutuyu görünce. Henüz bitmedi, yanları yapılacak ama yanlarını nasıl yapacağı ile ilgili çok güzel planları var arkadaşımın. Bu kutunun üzerine dekopaj kabartma uygulandı. Nasıl yapıldığını görmek isteyenler buradan görebilirler.

The box that I mentioned in my previous post is this. Hüsniyes nephew will be very happy when she sees this charming box. It's not finished yet, the sides have to be done but my friend has nice plans on what to do with the sides. Decoupage relief was applied on this box. If you want to see how it was done you can enter from here.